İki el silah sesi duyulur,
İki bembeyaz beden,
İki seksen yere uzanır…
Okuyacağınız bu hüzünlü hikaye,
Bugün bile yürekleri acıtır…
*
Cumhuriyet yeni kurulmuştur,
Ama İstanbul demir yolları Belçikalılarındır…
Genç Cumhuriyet bir karar çıkarır:
Bundan böyle üniversite öğrencilerine biletler,
Tam biletin yarı fiyatınadır!
Belçikalılar bu kararı sallamaz,
Öğrencilere indirimi uygulamaz,
Başlayan tartışmalar ise,
Şirketi hiç yıldırmaz.
Yine de yeni cumhuriyetin mağrur öğrenciler boş durmaz,
40 paralık seyahate asla 80 para bayılmaz!
*
Olaylar içinden çıkılmaz hale gelir;
Belçikalılar emniyet müdürlüğüne dilekçe verir,
Bundan böyle her tramvayda,
Bir sivil polis görevlendirilecektir.
*
Üç tıp öğrencisi kafa kafaya verir,
Eylemleri yayarak genişletir,
25 Kasım’da tüm üniversite öğrencileri aynı saatte tramvaya binecek,
40 paradan fazla ödemeyecektir.
Tıpçılar kafaya takmıştır bir kere,
Haklarından ödün vermeyecektir.
*
Planlanan saat gelir,
Onlarca istasyondan,
Yüzlerce üniversiteli,
Aynı anda tramvaylara 40 para verir!
Ancak tramvaylardan biri belçikalı şirketin önünde,
Birden duruverir,
Şirketten çıkan yabaniler,
Çıkan arbedede,
İki tıp öğrencisini oracıkta öldürüverir!
Cansız beyaz bedenleri yere uzanan,
Beyaz önlükleri kanla boyanan tıbbiyeliler,
Cumhuriyet’in ilk hekim şehitleridir…
*
Mesele Gazi’nin kulağına gelir,
Demiryolları yıllar içinde millileşir,
Öğrencilerin cebinde taşıdığı paso,
İşte bu mücadelenin neticesidir.