Oh diyemedik gitti…
Tıp fakültesini bitirirsin,
Mecburi hizmet kapını çalar,
Uzmanlık sınavını geçersin,
Yine mecburi hizmet kapını çalar,
Oraya koşarsın,
Buraya koşarsın…
Bir türlü huzura varamazsın!
Üstüne üstlük,
kimseye yaranamazsın…
Aklı evvel Sağlık Bakanlığı Bürokratları,
Masa başında iş yapar;
Sen ancak oradan oraya yuvarlanırsın…
Dünyanın neresinde böyle bir rezillik var?
İnan dünyaya anlatsan,
İnandıramazsın!
Diplomanı vermezler,
Huzur vermezler,
Rahat vermezler,
Hatta ve hatta doğru düzgün,
döner bile vermezler,
Ama almasını iyi bilirler:
Gençliğini,
Geleceğini,
Yanlışlıkla fazla ödedikleri dönerleri…
Hiç oh diyemezsin,
Böyle susarsan,
Diyemeden de gidersin…
“Bana kaderimin bir oyunu mu bu” demeyi bırak,
Sağına soluna şöyle bir bak;
İddia bayisinin senden çok kazandığı bir ortamda:
Ne yapalım?
Nasıl yapalım?