Seksen yaşlarında emekli bir hekim gördüm geçenlerde,
Bastonu elinde ağır ağır yürümekte,
Belli ki görmüş geçirmiş,
Ömrünün elli yılını meslekte yemiş!
Laf lafı açtı,
Mevzu geldi gündeme;
Evlat dedi:
Tam gün altı kere geldi,
Yedi kere gitti…
Aynı Süleyman Demirel gibi;
Bu da gelir,
Bu da gider…
Sanma ki “sırça saraylılar” hiç ölmeyecekler!
Güç deli eder insanı,
Vazgeçilmez hissettirir,
İşte bu,
Her şeyin değişmesine sebeptir;
Siz sıkmayın canınızı,
Gençliğinize bakın,
Elinize bastonu aldığınızda,
Rahat geçinebilecek misiniz,
Buna bakın,
Gerekirse iş bırakın,
Ama gençliğinizi verdiğiniz hekimliğinizi,
Ne olur kimseye bırakmayın…
Unutmayın:
Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır,
En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini;
Yoksa öleceğini bilir.
Afrika’da her sabah bir de aslan uyanır,
En yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini;
Yoksa aç kalacağını bilir.
Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur.
Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.
Şimdi harekete geçin!