Kategoriler
Köşe Yazılarım

Aman dikkat

Evine giden yolun üzerindeki köprüde her elli metrede bir:
“intihar etmeden kendine son bir şans ver” yazılı telefon kutuları vardı…
Şairin de dediği gibi:
“hayatında yaşayabileceğin en soğuk kış, orada bir yaz akşamıydı.”

Dünyanın zirvesinde,
Kendi iç dünyasının ta dibindeydi!
Bu sabah beni en çok üzen ama en az şaşırtan olaydı Robin Williams’ın ölümü…
Küreselleşen dünyamızda,
San Francisco’da yaşayan bir adamın hayatını kaybetmesi,
Karşı komşumuzun ölümünden daha fazla etkiler hale gelmişti bizleri.

Öyle ya da böyle,
Kocaman hastanelerde,
Sarı odalı evlerde,
Belki de Türkiye’nin bir köşesinde yalnızdık…
Hem de o kadar yalnızdık ki günde 100 kişiye merhaba demek bile yetmiyordu bu durumu aşmaya…
Yanlış anlamayın depresyonda filan değilim,
Tıp fakültesine girer girmez bize izletilen filmdeki “gerçek karakterin” ölümü üzdü biraz o kadar…
Patch Adams, namı diğer Robins William bugün sessizce dünyaya veda etti.
Az önce CNN international’da okudum,
Aktarayım;
Robins’i öldüren depresyondu…
Hani şu Türkiye’yi baştan başa saran,
Son iki yılda onlarca doktoru yakalayan,
Her gelen hastanın karnının ağrımasına sebep olan,
Gizli, sinsi, ölümcül hastalık depresyon.
Şu anda doktorların üçte biri depresyonda…
Bu çok ciddi bir rakam!
Dipsiz kuyuya düşen bir arkadaşın varsa,
Onu kurtaracak olan tek kişi yine sensin.
Türkiye’de bir şeylerin değişeceği yok,
O sebeple;
En azından hayatınızı kaybetmeyin,
Çünkü güzel günler göreceğiz,
Güneşli günler…
Sen de ol!
Yaşamaktan asla vazgeçme…
Hayat kutsaldır!

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir