Bu satırları tarihe not düşmek için yazıyorum:
12 Mart 2013 Salı
Tıp bayramının seneye devriyesini birkaç gün sonra kutlayacağız.
Bu bayramın nesini kutlayacağız inanın bilmiyorum.
Ancak genel vaziyet şu şekilde:
Aile hekimlerine acil servis nöbeti yazılıyor.
Asistan hekimler, aralıksız otuz üç saat sağlık hizmetinde kullanılıyor.
İkinci basamak acillerde, uzmanlar kapı nöbeti tutuyor.
Üçüncü basamak hastanelerde gribal enfeksiyon tedavi ediliyor.
Öğretim üyelerinin bir kısmı, akademik eğitimi bırakmış; “ünvandan para kazanmanın” peşinde.
Şiddet tüm sağlık kurumlarında salgın olmuş halde.
Doktor çocukları “eş durumu” sebebiyle ya anasız ya babasız büyümekte.
Mecburi hizmet genç doktorların elini kolunu bağlayadursun,
Tamirci servis ücretinin en az 40 TL olduğu memlekette,
Doktor hasta başına 1,5 TL gelir elde etmekte.
Cahiliye devrinde kızlar toprağa canlı canlı gömülürmüş.
Bu devirde tıp sanatı toprağa gömülüyor.
Bir gün birileri gelecek ve şunu diyecek:
Bunlar olurken sen ne yaptın?
Hiçbir şey!
O zaman durma devam et,
Hak ediyorsun.
Hak ediyoruz.
Dilsiz şeytanların türediği devirde,
Haksızlığa susuyoruz.
Biri yiyor, biri bakıyor,
ama Kıyamet bir türlü kopamıyor…