Bıktık dersem çok olmaz.
İzmir büyük bir şantiye, hepimiz bu konuda hemfikiriz. Öyle büyük bir şantiye ki ayağımız tozdan topraktan kurtulmuyor bir türlü.
Diğer şantiyelerden ise şöyle bir farkı var.
Neyin ne zaman biteceği belli değil. Biri dese 15.ayın 20’si diye; ona bile inanabiliriz.
Bize yazık değil mi?
xxx
Hakkımız değil miydi, metroya binip her yere gönlümüzce tertemiz seyahat etmek?
Hakkımız değil miydi, körfezde vızır vızır işleyen vapurlardan, martılara gevrek vermek?
Hakkımızdı tabi…
Değil diyenin alnını karışlarım.
Bahaneler vatandaşı hiç ilgilendirmiyor. Hem de hiç!
Yapacak olan yapar. İş bilenin kılıç kuşananın demişler.
Durumu siyasi dengelere bağlayanlara vatandaş şunu soruyor;
Hükümette de iktidar da aynıydı bir zamanlar bu kentte.
O zaman niye bitmedi? Niye gerçekleştirilemedi.
Demek ki esas olan niyet.
Esas sorun köhneleşmiş zihniyet.
Şahsen ben yoruldum bu şehirden. Kızı deniz, sokakları hem kız hem deniz kokan kentten.
Ama artık toprak kokuyor sokaklar. Balçık kaplıyor her yerimizi.
Toplu taşıma yetersiz kalınca da özel araçlara yükleniyor millet.
Park edecek yer bulamıyoruz otomobillerimizi.
Dön dolaş geziyoruz sürekli, boşa benzin harcıyoruz.
Semt otoparkları istiyoruz bu şehre.
Ancak, Bornova’daki gibi fiyatı pahalı içi boş değil.
Harbiden ekonomik ve düzgün semt otoparkları.
O zaman düzgün park etmeyene kesin cezayı.
Şimdi değil.