Bu fotoğraf ilk bakışta size sıradan bir görüntü gibi gelebilir ama bizim için pek de öyle değil…
Bu akşam çay içmek için Bostancı Kemal Akgüder Caddesi üzerinde yer alan Altın Burçak Pastanesi’ne oturduk. Havanın eksi bir derecede hissedilen soğukluğundan olsa gerek bizden başka hiç müşteri yoktu. Herşey o ana kadar da normaldi…
Bir süre sonra pastanenin sıcak yürekli sahibinin ellerinde sarı eldiven yüzlerinde savaşın soğuk yorgunluğu olan ve çöp toplayarak yaşamaya çalışan iki çocuğa dükkanın içinden el sallamaya başladığını gördük. Akşam vakti ilk başta ne olduğunu biz de anlayamadık ama gördüğümüz kadarıyla çocuklar da anlayamadı.
Takibinde henüz sekiz on yaşlarında olan iki çocuk merakla içeri girdi. Pastaneci aynı hızla tezgahın arkasına geçti ve her tatlıdan poğaçadan ve börekten oluşan kocaman bir paket hazırladı; öyle bir iki tane ile de yetinmedi; verdikçe verdi…
Çocukların mutluluğu görülmeye değerdi; aralarındaki konuşmadan; ki çocuklar Arapça pastane sahibi Türkçe konuşuyordu, çocukların Suriye’nin İdlip kentindeki savaştan kaçtığını öğrendik… Aynı dili konuşmuyorlardı ama anlaşılmayan sözcükler herkesin üşüyen kalbini sevgiyle ısıtmaya yetmişti.
Savaş çocukları vuruyor, çocuklarımızı vuruyor… Daha bugün yirmili yaşlarda birçok çakı gibi askerimizi toprağa verdik; yüreğimiz yandı, içimiz burkuldu, sözlerimiz tükendi… ve artık şöyle diyorum:
Sevgiyi, güzelliği ve kardeşliği paylaşalım; bombalarla ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışan alçaklara böylesine içten güzellikleri yayarak direnelim, inanın kazanacağız!