Kategoriler
Köşe Yazılarım

Karga Gül Bahçesinde Dolaşmakla Bülbül Olmaz**

Biri gelir seni sen eder,

Biri gelir seni senden eder*…

Tam Gün bu haliyle meclise gelirse,

Adaletin “ta” içine eder!

Can Yücel’in dediği gibi:

Bu memlekette şey’e şey denir…

Kimse kusura bakmasın ama,

İşin hakikati böyledir…

Birilerine kırmızı halılar serilecek,

Birileri saat iki’den sonra üniversiteden gidecek,

Birilerinin aman tuzu ıslanmasın denecek,

Ben bunu böyle yazınca da;

Hekimleri “birbirine düşürme” diye,

Birileri veryansın edilecek!

Çok net söylüyorum:

Kusura bakmayın…

Eğer bin tane hocanın derdi,

Ersin ARSLAN’ın kanlı önlüğünden,

Daha mühim hale gelmişse,

Orada adalet sorunu var demektir!

Hadi tam gün’de anlaşamadınız;

Sağlıkta şiddet konusunu niye umursamadınız?

Mevlana’nın sözüyle nokta koyalım:

“Vefasızlara gitme,

Onlar birer yıkık köprüdür!”

Yazıklar olsun!

*şems tebriz-i

**Hz. Mevlana


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Geçim Sıkıntısı Çekiyorlar!

Hekimler sıkıntıda,

Hemşireler sıkıntıda,

Sağlık Memurları, ATT’ler, Laborantlar ve Taşeron İşçiler,

Kısacası hepsi sıkıntıda…

Hem de ciddi bir geçim sıkıntısında!

x x x

Bugün hemşireler, ne yazık ki belediye çöpçüsünden daha az para kazanıyor,

Hem de belediye çöpçüsünün bile dokunmaya tiksindiği “insan atıklarına” sevgiyle yaklaşıyor…

Bugün birçok taşeron işçi,

İş güvenliği ve iş tanımı olmadan saatlerce çalışıyor,

Birçoğu AIDS ve Hepatit B gibi hastalıklara yakalanarak “iş göremez” hale geliyor.

Ve sonrasında da ciddi bir dram başlıyor…

Hastanelerdeki pek çok yardımcı sağlık personeli, ya döner sermaye alamıyor ya da aldıkları rakamlar asgari ücretin altında kalıyor.

x x x

Hekimler ise bildiğiniz gibi:

O BMW senin, bu Mercedes benim gidip geliyor…

Hepsinin boğazda villaları,

Taş gibi hatunları ve yakışıklı mı yakışıklı kocaları var!

Dalga mı geçiyorsunuz siz ya?

Ne boğazda o kadar villa, ne de bizde o kadar para var!

Mercedes’e ise kimlerin bindiği malum!

Polat Alemdar’ı gerçek sananların,

Hekimleri böyle “sanmasına” şaşmamak gerek!

Haziran ayındaki olaylar sonrasında “iki kelimeyi yan yana getiremeyen” bir adamın,

Koca bir “eğitim araştırma hastanesinde” bir ayda dağıtılan dönerden çok “para kazanması” esas onlara dokunan!

İşin gerçeğine gelecek olursak:

Şu anda birçok hekim ve sağlık çalışanı; belli bir “hayat standardını” tutturmak için, kredi ve borç batağına saplanmış durumda; yine birçoğu aldıkları maaşı, bir önceki ayın “kredi kartı borcuna” yatırır vaziyette. Kısacası sağlık çalışanları, ciddi bir geçim sıkıntısı içinde!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Piston aşağı indi!

Son bir hafta on gündür gazetelere yansıyan gündeme şöyle bir bakın;
Gidişatın farkına varın:
Özelde kansere fark ücreti geliyor,
Hocalar saat ikiden sonra hastaneden gidiyor,
Yunan hekimler,
Türkiye’ye davet ediliyor,
Aile hekimlerinden,
“geçmişe dönük” kira isteniyor,
Bakan değişiyor,
Mecburi hizmet yeniden düzenleniyor,
Taşeron işçilere kadro müjdesi veriliyor,
Sağlık çalışanlarının hakkı olan yıpranma hakkı,
Bedava sağlık hizmetini,
Kendileri için yasalaştıran Milletvekillerine veriliyor…
ve son olarak;
Sağlıkta şiddet
ve tam günün,
her hafta başında,
bir sonraki hafta,
meclise geleceği söyleniyor…
Hepimiz aynı dolmuştayız,
Yakında piston aşağı inecek,
Aman dikkat edin,
Benden söylemesi!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Son Dakika… Zincirlikuyu Mezarlığı doktor alımına kapatıldı?

Bundan on yıl sonra,

Pazarda limon satan,

Geceleri işe çıkan doktorlar görürseniz,

Sakın ha şaşırmayın!

Çünkü alacağınız emekli maaşı ile,

Ancak “yaşayabiliyor” olacaksınız…

x x x  

Bugün Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı,

Uzman olmak için on yıl,

Pratisyen olmak için altı yıl okuyan doktorların emekli maaşları,

Polislerle kıyaslandı!

Hem de bir Maliye Bakanı tarafından!

x x x

Boşuna okuyorsunuz demişlerdi de,

İnanmamıştık!

Harbiden boşunaymış…

x x x

Hani durum bununla da kalmadı,

Altı yedi bin TL aldığımız ortaya atıldı…

Hani yakılabilse,

Elektronik bordromu yakacağım,

O bile mümkün değil!

Çünkü elektronik!

x x x

Ne hale düştük Ya Rabbim!

Beşten sonra evde otur!

Sağa sola kıpırdama,

Yaşlanınca açlık çek,

Kahrını çektiğin devletin gözünde,

Ekonomik kambur haline gel!

ve bir son dakika haberi daha:

Zincirlikuyu Mezarlığı,

Doktor alımına kapatılmıştır:

Sağlık Bakanlığı’nın 2038 yıl ve 8542 sayılı genelgesi ile,

Doktorların Zincirlikuyu’ya gömülmesi yasaklanmıştır!

Ölen doktorlar,

Ömürlerini çürüttükleri,

Hastane bahçesine defnedilecektir!

Böylelikle acil konsültasyon durumunda…

Rahatlıkla “ruhen” hastaneye gelebileceklerdir.

Rica ediyorum,

Bari ruhumuzu rahat bırakın!

Daha fazla yazamadım.

 

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Oh diyemeden gideceğiz valla

Oh diyemedik gitti…

Tıp fakültesini bitirirsin,

Mecburi hizmet kapını çalar,

Uzmanlık sınavını geçersin,

Yine mecburi hizmet kapını çalar,

Oraya koşarsın,

Buraya koşarsın…

Bir türlü huzura varamazsın!

Üstüne üstlük,

kimseye yaranamazsın…

Aklı evvel Sağlık Bakanlığı Bürokratları,

Masa başında iş yapar;

Sen ancak oradan oraya yuvarlanırsın…

Dünyanın neresinde böyle bir rezillik var?

İnan dünyaya anlatsan,

İnandıramazsın!

Diplomanı vermezler,

Huzur vermezler,

Rahat vermezler,

Hatta ve hatta doğru düzgün,

döner bile vermezler,

Ama almasını iyi bilirler:

Gençliğini,

Geleceğini,

Yanlışlıkla fazla ödedikleri dönerleri…

Hiç oh diyemezsin,

Böyle susarsan,

Diyemeden de gidersin…

“Bana kaderimin bir oyunu mu bu” demeyi bırak,

Sağına soluna şöyle bir bak;

İddia bayisinin senden çok kazandığı bir ortamda:

Ne yapalım?

Nasıl yapalım?