Bir bebek doğar doğmaz çekilen muhteşem görüntü
Kaynak: İngiliz The Sun gazetesi
http://www.thesun.co.uk/sol/homepage/news/4956484/newborn-baby-delivered-inside-amniotic-sac.html
Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu’nun tıp, sağlık ve ülke gündemine ilişkin fikirlerini içeren köşe yazıları
Bir bebek doğar doğmaz çekilen muhteşem görüntü
Kaynak: İngiliz The Sun gazetesi
http://www.thesun.co.uk/sol/homepage/news/4956484/newborn-baby-delivered-inside-amniotic-sac.html
Sağlığınız için Nar tüketin, kışa karşı direncinizi kuvvetlendirin. Kan sulandırıcı ilaç kullanıyorsanız Nar tüketimi konusunda dikkatli olun.
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Nejdet Niflioğlu’na Alman Liyakat Nişanı verdi. Bir ülkenin bir vatandaşına verebileceği en büyük ödül özelliği taşıyan Liyakat Nişanı için Almanya Cumhurbaşkanlığı Sarayı Schloss Bellevue’de tören düzenlendi. Törene Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu da katıldı.
Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu törenden sonra yaptığı açıklamada, bir Türk vatandaşına Alman Liyakat Nişanı verilmesinden gurur duyduğunu bildirerek, “Burada bu heyecanı beraber yaşadık. Tebrik ediyoruz” dedi. Bu tür girişimlerinin Türk toplumunun görünürlüğünü artırdığına işaret eden Karslıoğlu, bu alanda çok örneklerin bulunduğunu bildirdi.
Gönüllü çalışmalar yapan Niflioğlu, bir ülkenin bir vatandaşına verebileceği en büyük ödülü Cumhurbaşkanı’nın elinden aldığına dikkati çekerek, “‘Duygularım iki misli. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu da burada. İki ülkenin temsilcileri bu onuru verdiler. Duygularımı anlatamam” diye konuştu.
Federal Almanya’nın tek Liyakat Nişanı olan ve kısaca Federal Liyakat Nişanı (Bundesverdienstkreuz) olarak adlandırılan Federal Almanya Liyakat Nişanları, politik, ekonomik, kültürel, manevi ve fahri alanlardaki üstün başarılar için veriliyor.
Bir hasta çaldı kapımı:
Tır şoförüymüş…
İngiltere – Türkiye arasında;
Gidip, geliyormuş.
Dedim ki zor iş valla;
Sürekli direksiyon başında…
Yok, doktorum dedi,
Sen dört duvar içindesin,
Ben de öyle,
Sen duruyorsun,
Ben hareket halinde…
Önce Tır’ı Çeşme’den gemiye bindiriyoruz.
Sonra geri dönüp, uçakla İtalya’ya gidiyoruz.
Tır’ı İtalya’da teslim alıp, 2,5 tako yol alıyoruz,
Sonra ver elini Londra…
x x x
Dedim tako nedir?
Tako 9 saatlik sürüş süresiymiş.
Avrupa Birliği sınırları içerisinde,
9 saatten fazla araç sürmek kesinlikle mümkün değilmiş!
Yani,
9 saat sürünce,
en az 10 saat dinlenmek zorundasın!
Bir 9 saat daha gidersen,
Bir gün yatacakmışsın…
Oldu ya bir tako daha gidersen,
İki gün tıra bile dokunamazmışın…
x x x
Ah benim hekim kardeşim ah,
Sen otuz üç saat nöbet tut,
Sonra eve gideme,
Üstün başın koksun,
Kimseye de laf edeme…
Neyse,
İşte gerçekler böyle…
Follow @ozgurniflioglu
Hekim Hakları.dll bulunamadı
Bugün hava soğuk;
ama, soğuğun fotoğrafını çekin desem;
kar yağmadıkça çekemezsiniz…
“Hekim hakları” da böyle bir şey esasında;
Üşütüyor, ama kimse tarafından fotoğrafı çekilemiyor.
x x x
Eğer şu an hastanedeyseniz bilgisayarınızı açın,
Önce “başlat’a”, sonra “ara’ya” tıklayın,
“hekim hakları” diye yazın,
bakalım ne çıkacak?
Hiçbir şey çıkmadı değil mi?
Aynı bilgisayara “kalite” diye arama yaptırsanız,
Emin olun yüzlerce dokümanla karşılaşırsınız.
Ama bilmezler ki kalitenin birinci kuralı,
hekimle hastayı aynı tuvalete sokmak değil,
çalışan memnuniyetini sağlamaktır.
x x x
Kalite “sigma” denilen bir birimle ölçülür.
Sigma, kalitenin sayısal değeri olarak da görülebilir.
Amaç milyonda 3 hata oranına ulaşmaktır.
Kalitenin geldiği son noktayı görmek isterseniz,
havalimanlarına gitmelisiniz…
Her kalkan uçak düşmüyorsa emin olun bir sebebi var!
Uygulama o hale gelmiştir ki:
Pilotların uykusuz kalması,
teknik personelin belirlenen saatten fazla çalışması kesinlikle yasaktır.
Kafa başka “şey’le” meşgul olmasın diye,
maaşlar da yüksek tutulur,
Personel ile yolcuların girdiği tuvaletten tutun da,
dinlendiği odaya kadar her şey toplumdan izoledir;
İçeri girerken “güvenlik taraması” zorunludur…
Peki, sorarım size,
Bu sabah hastaneye girerken arandınız mı?
40 saattir ameliyathaneden çıkmayan hekim arkadaşınız var mı?
Hemşireleriniz dolgun ücretle çalışıyor mu?
Performans sistemi baskısını, üzerinizde hissediyor musunuz?
O halde hastanelerde uygulandığı söylenen o “kalite” neyin nesidir?
Cevabı çok basit:
Eğer taşra sağlık sisteminizi “dünya standartlarında” yönetecek personeliniz yoksa,
“Gerçi ne gençler var da neyse…”
Merkezden kuralları belirlersiniz,
Döner sermayeyi de kalite katsayısına bağlarsınız,
Böylelikle sistemi işler hale getirmeye çabalarsınız.
Durum bundan ibaret,
Yoksa bunun adı kalite filan değil.
O yüzden hekim hakları.dll bulunamıyor.
Follow @ozgurniflioglu