Kategoriler
Köşe Yazılarım

Acımayacak!

Sağlığa “Yeni” Bakan geldi, hoş geldi…

Daha çok yazılır çizilir;

ilk sözleri, ilk açılışı, ilk icraatı…

ama ben de “ilk” cümleden uyarayım,

Temel politikaların değişeceğini düşünenler,

tam anlamıyla yanılıyorlar…

Politikalar kişilere göre değil,

duruma göre değişir…

x x x

Ama bazı şeyler değişecek tabi:

Eski Bakan “Oltu Kebabı” severdi,

Yeni Bakan “Aydın Tava Ciğer”

Eski Bakan oltu taşı diyarındandı,

Yeni Bakan Meriç kenarından,

Eski Bakan: “hele dadaş hoşmusan, dolu musan boş musan” derdi,

Yeni Bakan “gözlerimin karesi kırmızı nar oldu babuba” diyecek.

Eski Bakan Dadaştı,

Yeni Bakan Trakyalı!

Diğer bir deyişle:

Eski Bakan karımın hemşerisiydi,

Yeni Bakan ise benim toprağım!

Yani Göçmen.

Belki sırf bu yüzden işler daha iyi gidebilir…

Şaka bir yana,

Yeni Sağlık Bakanımıza görevinde başarılar dilerim;

Ama,

Umarım önümüzdeki dönemde:

Biz genç hekimlere daha çok kulak verir,

Şiddete dair anlamlı adımlar atar,

Özlük haklarını iyileştirir,

Performans sistemindeki adaletsizlikleri giderir,

Otuz üç saat aralıksız çalışmaya son verir!

ve tüm sağlık çalışanları ile iletişime geçer!

Lütfen biz gençleri dinle Sayın Bakan,

Pespembe tablo çizecek bürokratlarından önce, lütfen bizi dinle!

Çünkü;

Gül de var, diken de… 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Yeni Sağlık Bakanı’na Açık Mektup!

Sağlığa “Yeni” Bakan geldi, hoş geldi…

Daha çok yazılır çizilir;

ilk sözleri, ilk açılışı, ilk icraatı…

ama ben de “ilk” cümleden uyarayım,

Temel politikaların değişeceğini düşünenler,

tam anlamıyla yanılıyorlar…

Politikalar kişilere göre değil,

duruma göre değişir…

x x x

Ama bazı şeyler değişecek tabi:

Eski Bakan “Oltu Kebabı” severdi,

Yeni Bakan “Aydın Tava Ciğer”

Eski Bakan oltu taşı diyarındandı,

Yeni Bakan Meriç kenarından,

Eski Bakan: “hele dadaş hoşmusan, dolu musan boş musan” derdi,

Yeni Bakan “gözlerimin karesi kırmızı nar oldu babuba” diyecek.

Eski Bakan Dadaştı,

Yeni Bakan Trakyalı!

Diğer bir deyişle:

Eski Bakan karımın hemşerisiydi,

Yeni Bakan ise benim toprağım!

Yani Göçmen.

Belki sırf bu yüzden işler daha iyi gidebilir…

Şaka bir yana,

Yeni Sağlık Bakanımıza görevinde başarılar dilerim;

Ama,

Umarım önümüzdeki dönemde:

Biz genç hekimlere daha çok kulak verir,

Şiddete dair anlamlı adımlar atar,

Özlük haklarını iyileştirir,

Performans sistemindeki adaletsizlikleri giderir,

Otuz üç saat aralıksız çalışmaya son verir!

ve tüm sağlık çalışanları ile iletişime geçer!

Lütfen biz gençleri dinle Sayın Bakan,

Pespembe tablo çizecek bürokratlarından önce, lütfen bizi dinle!

Çünkü;

Gül de var, diken de… 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Aman Kimse Görmesin

Bu mevzuya çok şaşırdım,

aktarayım, siz de şaşırın istedim…

Bir hastam anlattı;

eskiden devlet dairelerine,

resmi gazete gelirmiş…

O birimin “yaşlı” amirleri,

“ kimse görmeden” resmi gazeteyi alır,

çekmeceye kilitlermiş.

Eğer resmi gazete,

Gençler tarafından okunursa,

Bunu felaket bilirlermiş.

Çünkü maazallah, gençler mevzuatı öğrenirlerse;

kendilerine gerek kalmayabilirmiş…

O yüzden,

Çok endişe ederlermiş…

x x x

Şimdilerde çekmeceye ne kilitleniyor bilemiyorum ama,

Bu statükocu anlayışı,

Bu ülkenin gençlerinin,

hak etmediğini düşünüyorum.

Aman kimse görmesin dersek,

gençlere fırsat vermezsek,

günümüzü göreceğiz.

Çünkü Türkiye yaşlanmaya başladı…

 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bu Hataya Son Verilmeli!

Hastanelerde, bir anlamda küçük köyler de yaşıyoruz…

Çoğu zaman, dinlenmediğimiz, aldırış edilmediğimiz yöneticilerin ya da idarecilerin hegamonyasındayız…

İyileri tenzih ediyorum ama oturduğu koltuğu dolduramayanlar da az değil!

Bunlar, buralara geçen yıllar içinde nasıl geldi, sormuyorum, farkındasınızdır!

xxx

Hadi yine köylere dönelim…

Ve soralım…

Köylerde gençlere ne kadar söz hakkı veriliyor? Cevap basit: hiç verilmiyor. Hadi diyelim bir cengaver çıktı muhtarlığa aday oldu kazandı. Bu sefer ne oluyor? Ona alacağı kararlarda kim destek oluyor? Ekibi kimlerden oluşuyor? “İhtiyar Heyeti’nden” !

Hayda…

Kısacası, Türkiye’de gençler karar mekanizmalarından daha en başında çıkarılmış. Hatta kavramsal olarak bile yoklar. Ancak rakamlar böyle demiyor. TÜİK verilerine göre: İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı 29.1; belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı ise 29.8 ve Türkiye’de nüfusun yarısı 29 yaşından küçük !. Basit bir hesapla bu nüfusun yarısının seçme hakkı olsa, mecliste en az 150 genç vekil bulunmalı. Kaç vekilimizin yaşı 29’dan küçük. Bildiğim kadarıyla bir !

Bu bağlamda küçük bir öneri sunuyorum…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti çağı yakalamak ve hatta geçmek istiyorsa, “atılıma” mani olan zihniyetlerden kurtularak, dinamik ve yaratıcı gençlerin önünü açmalıdır. Toplumsal refah ve kalkınma, ancak yeni fikirlerin hızla uygulamaya geçilmesi ile mümkün olabilir. Bu bilinçle, genç hekimler de sağlık alanında eğitsel, bilimsel ve idari anlamda, karar mercilerinin yetkin kişileri olmalıdır.

Özellikle bazı üniversitelerde yerleşen, nice genç hekimin akademisyenlik hayatını sadece kişisel menfaatleri sebebiyle engelleyen, ufukları hazır makaleyi tercüme etmekten ileri gitmemiş, taş üstüne taş koymamış, ilimde bilimde memlekete katkı sağlamamış, statükocu oligarşik grup ya da grupların, daha fazla genç hekimin geleceği ile oynamasına izin verilmemelidir.

Bilim yapmak isteyen genç hekimler, hatta öğrenciler teşvik edilmeli, kendini geliştirmek adına dünyanın her neresine gitmek isterse istesin, devlet tarafından karşılıksız bir şekilde desteklenmeli, yaratılan bilimsel çıktı alttan gelen genç nesli motive etmek için kullanılmalıdır. Bu temenniler gerçek olursa, Türkiye’nin birkaç on yıl içerisinde dünyanın bilim merkezi haline gelmesi imkansız değildir.

İdari anlamda da, Türkiye’nin sağlık alanında stratejik vizyonunu belirleme, hizmet faktörlerinin değerlendirilmesi ve sağlık politikaları üretilmesi konularında, genç hekimlerin aktif rol oynaması elzemdir. Bunun en güzel örneği, kamuoyunda aylardır tartışılan yasal düzenlemelerde görülebilir. Bu düzenlemeler esasında, tartışmayı götüren muhattaplarından çok, önümüzdeki 20 – 30 yıl bu düzenlemeler çerçevesinde hizmet edecek genç hekimleri etkileyecektir. Ancak, bu düzenlemeler yapılırken hiçbir genç hekimin görüşü alınmamıştır. Bu bağlamda, gerek Sağlık Bakanlığı, gerek Yüksek Öğretim Kurulu, gerek üniversiteler, gerekse devletin tüm organlarının en stratejik noktaları, kıdemli hekim ve kişilerin rehberliğinde, genç hekim ve gençlere korkusuzca emanet edilmelidir.

Unutmayın! Gelecek, gençlerine güvenenlerin ve onlara yatırım yapanların olacaktır.

Korkmayın!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir

Doğru bir söz…

İlginç olan ise,

Ölümü çoğu zaman,

göz önündekiler ölünce hatırlamamız.

Bir operasyona girerken bile, akşam haberlerini düşünüyordu Birand;

Peki, bu akşam haberleri sunmak için,

nelerini vermezdi?

Hayat paha biçilemez o yüzden,

Hayatın değeri, hiçbir şeyle ölçülemez…

x x x

Sağlıkçının parasına takanlara sesleniyorum yeri gelmişken…

Senin hayatın kaç para eder?

Ha, diyorsan ki,

hekimler çok kazanıyor,

O zaman hayata değer vermiyorsun demektir.

Ya da “beş para” etmiyorsundur…

x x x

Niye aynı itirazı,

maliyeti 60 bin olan daireyi,

bir milyona satan müteahhite göstermiyorsun?

O bir koyup, on alınca,

sermayedar oluyor da,

Ben senin sağlığın için, hayatımı ortaya koyunca,

Niye hiçbir şey olmuyor?

x x x

Nitelikli iş gücünün önündeki en büyük tehlike,

Niteliksiz beş para etmez adamlardır.

Siteler yaparlar; depremde yıkılır, binlerce insan ölür, kaçarlar;

Sen ameliyat yaparsın, hastayı kaybedince anında tutuklanırsın.

İnsan hayatı o yüzden ucuz memlekette!

Hayata değer verdiğimiz gün,

Hayata “değer” verenleri anladığımız gün olacak.

Hepinize uzun ve sağlıklı ömürler dilerim