Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Aşırı sıcaklarda sağlık için ne yapmak gerekiyor? – hayati öneriler

Aşırı sıcaklarda sağlık için ne yapmak gerekiyor?

Sevdiklerinizi hava sıcaklığının olumsuz etkilerinden korumak için lütfen bu bilgi notunu paylaşın!

Türkiye bu hafta itibari ile yeni bir sıcak hava dalgasının etkisi altına giriyor. Bu noktada bazı önlemler almak hepimiz için hayati önem arz ediyor. Eğer gereken önlemleri almazsak, sıcak çarpması denen ve hayatımızı tehdit eden ciddi bir durumla karşı karşıya kalabiliriz.

Öncelikle sizlerle bu konudaki üzücü bir anımı paylaşmak istiyorum:

Bir akşam acil serviste nöbetçiyken 45 yaşlarında bir erkek kalbi durmuş vaziyette ambulansla hastanemize getirildi. Yaptığımız incelemede kendisinin demir ustası olduğunu ve yaz sıcağında, sabahtan bu yana su içmeden ve koruyucu krem kullanmadan güneş altında kaldığını üzülerek tespit ettik. Ne yazık ki bu erkek hasta sıcak çarpması sonucu beyninde ödem gelişmesi sebebiyle hemen hayatını kaybetti.

Böyle üzücü bir olayla karşılaşmamanız için sizlere birkaç tavsiyede bulunacağım. Sizlerden ricam bu dediklerimi harfiyen uygulamanız ve yakınlarınızla paylaşmanız. Çünkü sıcak çarpması önlenebilir ama önlenmediği durumda ölümcül olabilen bir durumdur.

Peki, aşırı sıcaklarda sağlık için ne yapmak gerekiyor?

1- Hafif ve pamuklu giysiler tercih edin.

2- Dışarıda uzun süre kalacaksanız en az 15 faktör güneş kremi sürerek dışarı çıkın.

3- Günde en az 2 litre su için, tarlada ya da bahçede çalışırken mutlaka yanınızda su bulundurun, dışarıya su içerek çıkın.

4- Arabada kesinlikle ve kesinlikle çocuğunuzu, yakınınızı veya evcil hayvanlarınızı arabanın camı kapalı bir şekilde tek başına bırakmayın! Güneş altında araba içerisindeki sıcaklık 10 dakika içerisinde 20 derece artar ve bu durum hayati tehlike oluşturur.

5- Kronik hastalığınız varsa mümkünse güneşe çıkmayın, işlerinizi günbatımına ve havanın serinlediği saatlere aktarın.

6- Yaz aylarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı; yemeklerde bitkisel sıvı yağların kullanılmalı, yemekleri pişirirken ise kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.

7- Besin zehirlenmeleri özellikle yaz aylarında artmaktadır. Çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan besinle ve kişiyle ilgili bazı faktörler besin zehirlenmelerinin zaman zaman daha ağır seyretmesine hatta ölümcül olmasına yol açabilmektedir. Özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulan potansiyel riskli besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir.

8- Yaz aylarında özellikle rota virüslerden kaynaklanan bebek ve çocuklarda yaygın olarak görülen ishallerin önlenmesinde el hijyeni ile sebze ve meyveleri yemeden önce iyice yıkamak çok önemli olup, ishali olanlar en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

9- Çay, kahve, gazlı içecekler ve alkolü su kaybı yapması sebebiyle güneş altında asla ve asla tüketmeyin.

Bu bilgileri uygulayın ve paylaşın ki, yaşama bağlı kalın! Bol güneşli ama sağlıklı günler dilerim!

Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu

İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı – Obezite Atölyesi Kurucusu

Instagram.com/uzm.dr.ozgurniflioglu

aşırı sıcaklarda

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Fazla kilonuzun sebebi babanız olabilir!

Çocuklarıyla daha uzun zaman geçiren babaların çocuklarının daha az obezite hastalığına yakalandığı tespit edildi.

Araştırmacılar babaların çocuklarıyla ebeveynlik aktivitelerine katılımlarını değerlendiren bir çalışma yaptı ve bu çalışmada çocukları ile ilgilenme, yemek yapma dışarda oyuna götürme ve beslenmeye ilişkin kararlarında rol alma gibi çeşitli sağlık ve disiplin kuralları incelendi.


Çalışmaya iki ile dört yaş arasındaki çocuklar alındı. Çocuklarıyla daha fazla vakit geçiren babaların çocuklarının dört yaşına geldiğinde babaları tarafından ilgi görmeyen çocuklara göre obeziteye yakalanma riskinin %30 daha az olduğu tespit edildi.

Çocukların giyimine yardım etmek, banyo yaparken yardımcı olmak, dişlerini fırçalamak yataklarına yatırmak gibi her ilave aktivitenin alınan kiloyu daha da azalttığı tespit edildi.

Sağlıklı nesiller yetiştirmek isteyen babalar çocuklara ipad ya da telefonları yerine sevgilerini vermeli.

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Kilo vermeyi sağlayan mutlu barsaklar için ne yapmalı?

Sağlıklı bir yaşam için bu bilgiyi sevdiklerinizle paylaşın!

​Mutlu barsak mutlu yaşam demektir! Barsaklardaki mutluluğun yolu ise fiberden geçmektedir. Hedef kilonuza ulaşmanın birincil yolu sağlıklı sindirim sistemidir.

Son dönemde yapılan çalışmalar fiberden zengin beslenmenin barsak sağlığına olan etkilerini her geçen gün farklı bir açıdan ortaya koymaktadır. İster kolesterol seviyelerinizi düşürmeye çalışın, ister kan şekerinizi belli aralıklarda tutmayı hedefleyin; isterseniz de kilo vermeye çalışın; fiberden zengin beslenme tüm hedeflerin ana unsurunu oluşturur.

Bugünkü yazımda size fiberden zengin pratik besinleri özetlemeye çalıştım.

1- Badem

Bir avuç badem günlük fiber ihtiyacınızın beşte birini karşılar. Bademi ister çiğ, ister badem sütü, isterseniz de ezme olarak tüketebilirsiniz. Nasıl tüketirseniz tüketin, bademsiz gün geçirmeyin!

2- Baklagiller

Baklagiller müthiş bir fiber deposudur. Sadece 1 fincan baklagil günlük fiber ihtiyacınızın yarısından fazlasını karşılayabilir. Baklagilleri namı diğer fasülye – nohut vb. ürünleri birçok yerde kullanabilmeniz de işin cabasıdır. İster yemeye ister salataya katın, sağlıklı barsaklar için baklagilleri unutmayın!

3- Meyveler

Meyveler içinde bolca vitamin ve mineral bulunduran paketlenmiş fiber depolarıdır. Elma, muz, portakal, mango ve böğürtlenler fiberden en zengin meyveler olmakla beraber; en yakın marketten bile bulunabilecek kadar bize yakındır. Yazları sıcak ve kurak olan ülkemizde gün içinde kurumamak için meyve tüketin!

4- Patlamış Mısır

Evet, yanlış duymadınız 🙂 Evde film izlerken o karşısına geçip afiyetle yediğiniz atıştırmalıktan bahsediyorum. Her yerde her zaman kolaylıkla tüketilebilen patlamış mısır zengin fiber içeriğiyle barsaklarımızda bayram etkisi yaratıyor. Tabi bu noktada en önemli ayrıntı patlamış mısırın organik olanının yağsız – tuzsuz şekilde tüketilmesi.

5- Avokado
 
Pek bizim memleketin meyvesi olmamakla beraber, avokado zengin fiber içeriğiyle diğer meyvelerden açık ara öne çıkıyor. Düşünün ki her bir fincan avokado 11 gram fiber içeriyor. Bu oran en zengin fiber içeriğine sahip dediğimiz gıdaların (fasulye hariç) dahi iki katı.

Avokadoyu beslenme planınıza birçok farklı şekilde ekleyebilirsiniz. Avokado tostu, avokado makarnası, avokadolu salatalar ve avokadolu cheesecake’ler son dönemin popüler sunumlarından. Tabi avokadoyu zevkinize uygun farklı gıdalarla karıştırıp yeni tatlar üretmek de sizin elinizde.

6- Tohumlar

Neredeyse bana gelen her hastam aynı soruyu soruyor: “chia tohumu yiyelim mi hocam?” Şöyle ifade edelim; 1 yemek kaşığı chia tohumu 6 gram fiber içeriyor. Lakin bu işin esas güzelliği ise chia tohumu gibi gıdaları birçok öğünde ana yemeklerinizin içine katarak, tadının bile farkına varmadan tüketebilmenizden geçiyor. Özellikle fast food nesli haline gelen çocuklarınızda bu yöntemi denemenizi ve onlara çaktırmadan da olsa fiber yedirmenizi gelecek yıllardaki sağlıkları için şiddetle tavsiye ederim.

Bu tohumları yoğurda, yulaf lapasına, pancake’lere aklınıza şu an gelen veya gelmeyen pek çok şeye katarak tüketebilirsiniz.

7- Kinoa

Tatil planlarınız arasında İnka’ların kayıp şehri machu picchu (maçu piçu) var mı bilemiyorum lakin; İnka’ların binlerce yıl önceki icadının son dönemde gittikçe artan oranda popüler hale geldiğini söyleyebilirim. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim başta patates ve domates olmak üzere tükettiğimiz pek çok gıdanın icadı Peru’daki İnka medeniyetine dayanıyor. Gıdanın da icadı olur mu demeyin, İnka medeniyeti bundan üç bin yıl önce ziraat fakültesi kurup deneysel tarıma başlayan ilk kültürlerden biri. Sözü uzatmadan, şununla bitirelim zengin demir, potasyum, magnezyum içeriğiyle ve de bir fincanında 5 gram fiberle kinoa yemeklere katık olarak kullanılabilecek verimli bir vitamin mineral deposu.

Sağlıklı kilo vermek ve mutlu barsaklara sahip olmak için; fiberden zengin beslenmeyi es geçmeyin.

Instagram.com/uzm.dr.ozgurniflioglu

Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu

Obezite Atölyesi Kurucusu

İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Suriyeli

Yaşanmış gerçek bir hikayedir, lütfen paylaşın.

Topallayarak acil servisten içeri girdi,

İltihaptan şişen ve kızaran sağ ayağı koca vücudunu taşımakta zorlanıyordu…

Acı duyduğu her halinden belliydi…

Sokakta yaşayan ama sokağı hak etmeyen bir adamdı,

Zaten kim sokağı hak ettiği için sokakta yaşardı ki?

Dört yüze vuran şekeri, beş lirayı bile bulmayan parası ve vakur bir ifadesi vardı.

“Hocam insülin var mı” dedi.

“Sizi yatırıp tedavi etmemiz lazım” dedim.

“Ya sonra” dedi.

“Ya sonra?” dedim…

“Hocam Allah razı olsun ama yatmak istemiyorum” dedi.

“Neden?” dedim.

“Siz yatırınca her şey düzeliyor sonra taburcu oluyorum ama bu sefer insülin alacak parayı bulamıyorum”

“Yeşilkart’a başvursan?”

“Başvurmadım mı sanıyorsunuz? Büyük dedemden kalan 200 metrekare çorak bir arsa sebebiyle yeşilkart çıkmıyor, arsayı da satamıyorum, öyle ortada kaldım işte, param yok, işim yok, hiçbir şeyim yok!”

Bu satırları neden yazdığımı merak ediyor olabilirsiniz, anlatayım:

Türkiye’de şu ya da bu sebeple sağlık sistemi dışında kalan çok insan var. Sebepleri tartışılabilir. Bunların büyük çoğunluğu da işsiz gençler, mevsimsel işçiler, tarımla uğraşanlar ve büyük şehirlerdeki kalabalık yalnızlar.

Bugün bu yazıyı okuyup omuz silkebilir, “benim sağlık sigortam” var diyerek üst perdeden bakabilirsiniz. Ama sizden ricam bu satırları unutmayın.

Eğer sağlık sistemindeki dönüşüm bu şekilde devam ederse ilerleyen dönemde hepimiz önce tamamlayıcı sağlık sigortası ardından da özel sağlık sigortası yaptırmak zorunda kalacağız ve inanın bu masrafı karşılamakta çok zorlanacağız.

Bu satırları da herhangi bir ideolojik ya da siyasi bakışla yazmadığımı da bilmenizi isterim. Hali hazırda peşinden koştuğum herhangi bir ideoloji olmadığını da bu satırlara özellikle eklerim.

Neyse; “o adamcağıza” dönelim.

İstediği gibi insülin yaptık, şekerini düşürdük. O gece şeker koması ile gelen bir hastadan bir kalem insülin rica ettik; Allah razı olsun o kendi üç kalemini verdi. İmece usulü geçici bir çözüm bulduk kısacası.

Sonra mı ne oldu?

Nöbet ertesi bana “özel bir kimlik kartı” ile Suriyeli bir hasta geldi. Yaklaşık 1.500 liralık şeker tedavisini reçete ettirdi. Eczaneye gitti beş kuruş para vermeden misafir olduğu ülkede hayatına devam etti.

Suriyeli mültecilere bu hizmetin verilmesine asla karşı değilim bunu bilmenizi isterim. Tıp fakültesi öğrencisiyken Barış ve Mülteci Kolu Türkiye Direktörlüğü de yapıp, mülteci haklarını da savunduğumu bu vesile ile eklerim.

Mesele bu değil anlayın.

Mesele şu:

Kendi oğlunu döven, el âlemin çocuğunu seven baba gibi devletimiz.

Peki, soruyorum size; böyle ne kadar devam edebiliriz?

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Hangi bayram kutlu olsun? Büyük tartışma, izleyin karar verin :)

https://youtu.be/L32xOHSdLRY

Uzm. Dr. Buket Niflioğlu ve Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu’ndan şeker tadında bayram tebriği, izlemek için tıklayın 🙂