Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Obezite Hakkında 10 Gerçek

Obezite Hakkında 10 Gerçek

1. Fazla kiloluluk ve obezite “sağlığı bozabilecek derecede anormal ya da fazla yağ birikimi” olarak tanımlanmaktadır.

Beden kütle indeksi (BKİ) – kilo cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boya bölünmesi ile elde edilir-(kg/m2) – yetişkinlerde fazla kiloluluk ya da obeziteyi sınıflandırmak için sıkça kullanılan bir indekstir. DSÖ fazla kiloluğu 25 veya üzeri BKİ, obeziteyi ise 30 veya üzeri BKİ olarak tanımlamaktadır.

2. 2008 yılında fazla kilolu yetişkinlerin sayısı 1.4 milyardan, obez yetişkinlerin sayısı ise yarım milyardan fazla idi.

2008’de, 1.4 milyardan fazla yetişkin fazla kilolu, yarım milyardan fazla yetişkin ise obezdi. Her yıl en az 2.8 milyon kişi fazla kilolu ya da obez olmaktan kaynaklanan sonuçlardan ölüyor. 1980’den 2008’e obezite prevalansı neredeyse ikiye katladı. Obezite bir zamanlar yüksek gelirli ülkelerle ilişkilendirilirken şimdi düşük ve orta gelirli ülkelerde de yaygın durumdadır.

3. 2008 yılında dünya genelinde 40 milyondan fazla okul öncesi çocuk fazla kiloluydu.

Çocukluk çağı obezitesi 21. yüzyılın en önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Fazla kilolu çocukların obez yetişkinler olması muhtemeldir. Bu çocuklar erken yaşta diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanmaya fazla kilolu olmayan yaşıtlarına göre daha yatkındırlar ki bu hastalıklar da sonuç olarak hastalık ve erken ölüm riskinin artması anlamına gelmektedir.

4. Dünya genelinde zayıflıktansa, fazla kiloluluk ve obezite ölümle daha fazla ilişkilendirilmektedir.

Dünya nüfusunun %65’i fazla kiloluluk ve obeziteden kaynaklı ölümlerin zayıflıktan kaynaklı ölümlerden fazla olduğu ülkelerde yaşamaktadır. Bu bütün orta ve yüksek gelirli ülkeleri içermektedir. Küresel olarak, diyabet vakalarının %44’ü, iskemik kalp hastalıklarının % 23’ü ve bazı kanser türlerinin %7-41’i fazla kiloluluk ve obeziteye dayandırılmaktadır.  

Obezite Hakkında 10 Gerçek5. Bir birey için obezite, genellikle alınan kalorilerle harcanan kaloriler arasındaki dengesizliğin bir sonucudur.

Yüksek kalorili yiyeceklerin, aynı yoğunlukta bir fiziksel aktivite olmadan aşırı tüketilmesi sağlıksız bir kilo artışına neden olur. Fiziksel aktivite düzeyini azaltmak da enerji dengesizliğine ve sonuç olarak kilo artışına neden olacaktır. 

6. Bireylerin seçimlerini şekillendirmeleri ve obeziteden korunmalarında destekleyici çevre ve toplumlar esastır.

Bireysel sorumluluk ancak insanların sağlıklı bir yaşam tarzına erişimleri olduğunda ve sağlıklı seçimleri yapmaları desteklendiğinde tam etkisine sahip olabilir. Dünya Sağlık Örgütü, paydaşlarını sağlıklı çevreler oluşturmaları ve daha sağlıklı diyet seçeneklerini kolay ulaşılabilir ve düşük maliyetli yapabilmeleri konularında seferber etmiştir.

7. Çocuklar, seçimleri ve beslenme ve fiziksel aktivite alışkanlıklarında çevrelerinden etkilenmektedirler.   

Sosyal ve ekonomik gelişme ile tarım, ulaşım, şehir planlaması, çevre, eğitim, besinlerin işlenmesi, dağıtımı ve pazarlanması ile ilgili politikalar çocukların hem fizik aktivite hem beslenme örüntülerini hem de beslenme alışkanlıkları ve tercihlerini etkilemektedir.  Artan bir şekilde bu etkiler sağlıksız kilo kazanımına neden olmakta ve çocukluk çağı obezitesi prevalansında artışa neden olmaktadır.

8. Sağlıklı bir diyet obeziteden korunmada yardımcı olabilir.

İnsanlar:
1) sağlıklı kilolarını koruyabilir,
2) toplam yağ alımını sınırlandırıp doymuş yağ yerine doymamış yağları tercih edebilir,
3) sebze meyve, baklagiller, tam tahıllar ve kabuklu yemişlerin tüketimini artırabilir ve
4) şeker ve tuz alımını kısıtlayabilirler.

9. Düzenli fiziksel aktivite yapmak beden sağlığını korumanıza yardımcı olur.

İnsanlar hayatları boyunca belli düzeyde fiziksel aktivite yapmaya özen göstermelidirler. Haftada 3 gün en az 30 dakikalık düzenli orta düzey fiziksel aktivite yapmak, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve kolon ve meme kanseri riskini azaltmaktadır. Kas güçlendirme ve denge idmanları özellikle yaşlı bireyler için mobiliteyi geliştirme ve düşmeleri azaltmada yardımcı olabilir.(bakınız) Kilo kontrolü içinse daha fazla aktivite gerekmektedir.

10. Obezitedeki bu küresel epidemiyi kontrol altına almak toplum bazlı, çok sektörlü, multi-disipliner ve kültürel olarak uygun bir yaklaşım gerektirmektedir.

DSÖ’nün Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Korunması ve Kontrolü Küresel Strateji Eylem Planı’nın (orijinal metni için  tıklayınız.) obezite dahil bulaşıcı olmayan hastalıkların denetimi, yönetimi ve bu hastalıklardan korunma ve izleme için girişimlerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için bir yol haritası niteliğindedir.

Kaynak: DSÖ

Obezite Hakkında 10 Gerçek

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Türkiye’de obezitenin görülme sıklığı nedir? devamını oku

Türkiye’de Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

Yetişkinlerde:

Ülkemizde de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artmaktadır.

Bakanlığımızca yapılan “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de obezite sıklığı

  • Erkeklerde %20,5
  • Kadınlarda ise % 41,0
  • Toplamda % 30,3

olarak bulunmuştur.

Toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur.

Bölgesel dağılımlar göz önüne alındığında obezite sıklığı;

Türkiye'de Obezitenin Görülme Sıklığı
NUTS1 Bölgesi
İstanbul33,0
Batı Marmara30,7
Doğu Marmara30,6
Ege28,0
Akdeniz30,1
Batı Anadolu33,0
Orta Anadolu32,9
Batı Karadeniz31,3
Doğu Karadeniz33,1
Kuzeydoğu Anadolu23,5
Ortadoğu Anadolu20,5
Güneydoğu Anadolu22,9
Türkiye'de Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

 

Türkiye’de Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

Çocuklarda ve Adölesanlarda:

Bakanlığımız, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince yürütülen “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye’de

  • 0-5 yaşta obezite sıklığı % 8,5 (erkek %10,1, kız %6,8)
  • 6-18 yaşta obezite sıklığı % 8,2 (erkek %9,1, kız %7,3)

olarak bulunmuştur.

0-5 yaşta fazla kilolu olanlar %17,9, fazla kilolu ve şişman olanlar %26,4 olarak bulunmuştur.

6-18 yaşta fazla kilolu olanlar %14,3, fazla kilolu ve şişman olanlar %22,5 olarak bulunmuştur.

Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünce yürütülen “Türkiye’de Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi Projesi”Araştırma Raporuna (2009) göre Türkiye’de fazla kilolu ve şişman oranları ;

YaşFazla KiloluŞişmanFazla kilolu + şişman
612,45,517,9
715,35,821,1
814,46,120,5
914,17,721,8
1014,56,921,4
Toplam14,36,520,8

olarak bulunmuştur.

Kaynak: Sağlık Bakanlığı

 

Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu Kimdir?

Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu özellikle obezite ve diyabet alanında hasta odaklı başarılı çalışmalar yürüten iç hastalıkları uzmanıdır. İç hastalıkları uzmanlığının yanı sıra sağlıklı yaşam, beslenme danışmanlığı, sosyal medya ve kitle iletişim konularında da çalışmaları bulunan Dr. Özgür Niflioğlu, yaptığı ulusal ve uluslararası çalışmalarla ses getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu’na www.ozgurniflioglu.com.tr adresindeki iletişim formundan ulaşabilir ya da www.facebook.com/ozgurniflioglu facebook sayfasından sorularınızı yöneltebilirsiniz. 

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Dünyada Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

Dünyada Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

Obezite küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunudur. Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış göstermektedir. DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren MONICA çalışmasında 10 yılda obezite prevalansında %10-30 arasında bir artış saptandığı bildirilmiştir.

Obezitenin en sık görüldüğü ABD’de Kronik Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) tarafından NHANES (ABD-Ulusal Beslenme ve Sağlık Araştırması) çalışmasına göre 2003-2004 yılında obezite (BKI > 30) prevalansının erkeklerde %31.1, kadınlarda %33.2, 2005-2006 yılında ise erkeklerde %33.3, kadınlarda ise %35.3 olarak tespit edildiği açıklanmıştır.

Avrupa’da yetişkinlerde fazla kilolu olma prevalansı erkeklerde %32-79, kadınlarda ise %28-78 arasında değişmektedir. Fazla kilolu olma durumunun en yüksek olduğu ülkeler Arnavutluk, Bosna-Hersek ve İngiltere (İskoçya bölgesinde)’dir. Türkmenistan ve Özbekistan ise prevalansın en düşük olduğu ülkelerdir.  Bu ülkelerde obezite prevalansı ise erkeklerde %5-23, kadınlarda %7-36 arasında değişmektedir. Dünyada Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

DSÖ tarafından Avrupa Bölgesinde obezite profili aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

obezite-tablo

Kaynak: The Challenge Of Obesity in The WHO European Region And The Strategies For Response, Ed. Francesco Branca, Haik Nikogosian ve Tim Lobstein, WHO, Denmark, 2007.

DSÖ verilerine göre, fazla kiloluluk ve obezite Avrupa’daki yetişkinlerde Tip 2 Diyabetin %80’inden, iskemik kalp hastalıklarının %35’inden ve hipertansiyonun %55’inden sorumludur ve her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır. Hiç bir önlem alınmadığı takdirde ve obezite prevalansındaki artışın 1990’lardaki hızıyla devam ettiği düşünüldüğünde, Avrupa’da 2010 yılına kadar 150 milyon yetişkin, 15 milyon çocuk ve adolesanın obez olacağı tahmin edilmektedir.

Obezite eğilimi özellikle çocuklar ve adölesanlarda alarm verici düzeydedir. Çocukluk çağı obezitesindeki yıllık artış giderek büyümektedir. Bugün gelinen noktada çocukluk çağı obezitesi prevalansının 1970’lerdeki değerlerden 10 kat fazla olduğu bildirilmektedir.

ABD’de, CDC tarafından çocuklarda ve adölesanlarda obezite prevalansının NHANES çalışmasının değerlendirilmesi sonucunda 2003-2006 yıllarında 2-19 yaş grubu çocuklar ve adölesanların %16.3’ünün obez (>95.yüzdelik, 2000 yılı yaşa göre BKİ büyüme eğrilerine göre değerlendirildiğinde) olduğu bildirilmiştir.

Okul çağı çocuklarda her iki cinsiyette fazla kilolu olma prevalansı en yüksek olan ülkeler İspanya (6-9 yaşta %35) ve Portekiz (7-9 yaşta %32), en düşük olan ülkeler ise Slovakya (7-9 yaşta %15), Fransa (7-9 yaşta %18), İsviçre (6-9 yaş %18) ve İzlanda (9 yaşta %18)’dır.

Dünyada Obezitenin Görülme Sıklığı Nedir?

Boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümü ile güvenilir verilerin elde edildiği iki büyük uluslararası çalışma bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Avrupa’da 2003 yılında 9 ülkede yürütülen ve 11 yaşındaki çocukları kapsayan “The Pro Children” araştırmasıdır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre fazla kiloluluk prevalansı, erkeklerde (%17) kızlardan (%14) daha fazladır. Diğer büyük çalışma ise “Health Behaviour in School-Aged Children Survey (HBSC)” dir. 41 ülkede 11, 13 ve 15 yaş grubunda yürütülen çalışmada 2001-2002 yıllarında 13 yaş grubunda kızların %24, erkeklerin %34’ünün fazla kilolu; 15 yaş grubunda ise kızların %31, erkeklerin %28’inin fazla kilolu olduğu görülmüştür. Obezite oranı ise 13 ve 15 yaş kızlarda %5, erkeklerde %9 olarak saptanmıştır.

DSÖ Avrupa Bölge Ofisi tarafından Avrupa Bölgesinde fazla kiloluluğun yetişkinlerin %30-80’ini etkisi altına aldığı, çocukların ve adölesanların yaklaşık %20’sinin fazla kilolu olduğu ve bunların üçte birinin obez olduğu belirtilmektedir.

Obezitenin giderek yaygınlaşarak halk sağlığı sorunu haline gelmesi, tüm dünyada obezite ile mücadele çalışmalarının başlamasına neden olmuştur.

Kaynak : Sağlık Bakanlığı

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Obezite nedir, nasıl tedavi edilir, kimlere obez denir?

Obezite Nedir?

Obezite Nedir?

Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır. 

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır.

İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir.

Karın doyurmak, açlığı bastırmak, canının çektiği şeyleri yemek veya içmek değildir.

Günlük yaşamda bireylerin (gebe, emzikli, bebek, okul çocuğu, genç, yaşlı, işçi, sporcu, kalp-damar, şeker, yüksek tansiyon hastalığı, solunum yolu bozuklukları vb.) yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna göre değişen günlük enerjiye ihtiyacı vardır.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir.

Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-18’i, kadınlarda ise %20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda ise %30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır.

Günlük alınan enejjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vucutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

Buna paralel olarak, günümüz teknolojisindeki gelişmeler, yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde sınırlamıştır.

Anlaşılacağı üzere obezite; besinlerle alınan enerjinin (kalori) harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması (%20 veya daha fazla) sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Obezite DSÖ Tanımı:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

obezite nedirUzm. Dr. Özgür Niflioğlu Kimdir?

Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu özellikle obezite, diyabet ve tiroid hastalıkları alanında hasta odaklı çalışmalar yürüten iç hastalıkları uzmanıdır. İç hastalıkları uzmanlığının yanı sıra sağlıklı yaşam, beslenme danışmanlığı, sosyal medya ve kitle iletişim konularında da çalışmaları bulunan Dr. Özgür Niflioğlu, yaptığı ulusal ve uluslararası çalışmalarla ses getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Uzm. Dr. Özgür Niflioğlu’na www.ozgurniflioglu.com.tr adresindeki iletişim formundan ulaşabilir ya da www.facebook.com/ozgurniflioglu facebook sayfasından sorularınızı yöneltebilirsiniz.

Yazıdaki bilgiler Sağlık Bakanlığı bilgilendirme notundan derlenmiştir
Kategoriler
Köşe Yazılarım

Dünyanın en zengin insanı kimdir?

Dünyanın en zengin insanı kimdir?

Son model ateş kırmızısı arabasının gıcır gıcır kapısını yavaşça açtı. Önce sağ sonra da sol ayağını dikkatlice dışarı çıkardı. Arka koltuğa doğru uzanarak koltuk değneklerini aldı. Değneklere temas etmekten yıpranan markalı gömleğini düzeltti ve tek bir hamleyle güçlü kolları üzerinde sürüne sürüne yürümeye başladı.

Ne paradır ne puldur zenginlik aslında…

Sağlıktır asıl zenginlik esasında…

Benim gördüğüm en zengin insan bir dağ köyünde yaşıyordu…

İstanbul’un yağmurlu sabahında nereden aklına geldi derseniz;

Buyurun anlatayım:

Yaşı seksene ulaşmış ak saçlı teyze yüzüne yerleşmiş bir tebessümle içeri girdi. Muayene masasının yanındaki eskimiş yeşil sandalyenin üzerine bir anda oturdu…

Oturmasıyla konuşmaya başlaması bir oldu…

Oğlum sen anlat baka’m ne’m var,

Hiç saklamadan her şeyi sö’le,

Ben çok zenginim merak etme…

Teyzeye baksanız yamalı entarisi,

Ayakkabısının yıpranmış köselesi,

Boynuna astığı kekik kesesi ile

Tam bir Ege mucizesi…

Yüreği zengin,

Gönlü mesut teyze,

Beklemeden sayıverdi zenginliğini,

Bak bizim oğlan,

Benim bahçede incir vaa’, mis gibi üzüm vaa’, bahçede domates vaa’, biber vaa’, tavuklarım, yumurtalarım vaa… Benim evde her şey vaa’, kimseye ihtiyacım yok çok şükür…

Öyle bir zenginlikti ki saydığı,

Akla hayale gelebilecek bir şey değildi…

Zenginliği bankada bol sıfırlı hesap sananlara selam olsun der gibiydi;

Esas zenginlik aslında kendi kendine yetebilmekti…

Yaşadığın evde elektriğin yok deseniz,

Olsun güneş vaa diyecek türden de mutlu olabilmekti…

Sabah kuş sesleriyle kekik kokulu mis gibi dağ havasına uyanmak,

Güneş batınca yatmak,

Ve taptaze meyvelerden acıkınca koparmak…

Peki, sen ne yapıyorsun sayın şehirli?

Bakmayın obezite ile uğraştığımıza,

Hastaları başarıyla zayıflattığımıza,

Dünyanın yeni gündemi gıda,

Yarın dünyadaki sağlıklı besin üretimi yetersiz kaldığında,

Ne o koruyucu kapak taktığın akıllı telefonların,

Ne de o son model arabaların para edecek,

Ve o gün gerçekten de dünyanın en zengin insanı;

O dağ köyündeki ak saçlı teyze oluverecek.

Ne kadar zengin olsan, ancak yiyebileceğin kadar yersin. Denize testiyi daldırsan, alabileceği kadar su alır, gerisi kalır. Mevlana Celaleddin-i Rumi

ozgur-istanbul-dahiliye-uzmani-nonoptimize

Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

www.instagram.com/ozgurniflioglu

OBEZİTE – DİYABET – SAĞLIKLI YAŞAM