Kilo vermenin en iyi yolu….
Büyük saçmalık: “Az ye, çok hareket et, kilo kaybet”
Nereye kadar?
Kilo vermenin az yemek yiyerek aç karnına dolaşmaktan ve çok hareket edip tükenmekten geçtiğini düşünüyorsanız bu yazı tam size göre!
Kalori kısıtlayıcı diyetler mantıklı mı?
Eminim yıllardır pek çok kez diyet yaptınız, üç verip beş, beş verip on, on verip on beş kilogram geri aldınız…
Yaptığınız kalori kısıtlayıcı diyetler belki o günü kurtardı ama sizi eskisinden daha da kilolu hale getirdi.
Yapılan pek çok bilimsel çalışma kalori kısıtlayıcı diyetlerin en nihayetinde hiçbir işe yaramadığını, üstüne üstlük ilave kilo aldırdığını kanıtlamış durumda. Hal böyle iken aç karnına gezip kilo vermeyi beklemek ne kadar mantıklı?
Hep aç mı kalacağız?
Dünyanın en ünlü tıp fakültelerinden biri olan Harvard Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü Profesörü Dr. David Ludwig yeni kitabı olan “Hep aç mı kalacağız” kitabında tam da bu konudan bahsediyor ve şöyle diyor:
“Yıllarca kalori kısıtlayarak kilo verileceği düşüncesiyle insanlar aç bırakıldı. Bu yöntem uygulanırken insanın doğal fizyolojisi ve vücudun doğal çalışma düzeni göz ardı edildi.
Klasik ve şablon diyet listelerine mahkûm edilen modern çağ insanı yemek yemedikçe kilo aldı. Kilo aldıkça yememeye çalıştı ve daha da çok kilo aldı! Bugüne kadar kimse bunun üzerine fazla düşünmedi, ancak altta yatan durum oldukça netti:
“Açlık en güçlü ve en ilkel reflekstir”
Aç kaldıkça vücutta bir kısım endokrinolojik ve hormonal mekanizmalar harekete geçer. İnsan birkaç gün ya da birkaç hafta aç kalma durumu ile baş edebilir, ancak bu durumu uzun süre sürdüremez! İnsan önce aç kalmamak sonra da ölmemek için kendi nefsine karşı savaş açar!
Sonuçta aç kalıp daha fazla kilo alırsınız…
Peki, bu savaş neden kilo aldırır?
Uygulanan şablon diyetlerle insan açlık hissettikçe bir takım ilkel refleksler devreye girer. Siz yediğinizi içtiğinizi azalttıkça vücudunuz metabolizma hızını azaltır. Vücut metabolizma hızını azalttıkça da vücudun birim zamanda yaktığı kalori azalır. Çünkü vücudun azalan gıda girişine ilkel cevabı hayatta kalmak için harcadığı enerjiyi azaltmaktır. Bu durum aynı şarjı bitmeye yüz tutan cep telefonlarının ekran ışığını kısarak daha uzun süre dayanmaya çalışmasına benzer. Bir süre sonra vücut bu duruma da dayanamaz beyinin salgıladığı bazı hormonlar vasıtasıyla yağ hücrelerine yenilen içilen ne varsa yağ olarak depolaması emredilir. İşte bu noktada deyim yerindeyse kıyamet kopar. Bu andan itibaren tabiri caizse su bile içseniz size yarar, yani yediğiniz en ufak şablon diyet ürünü bile yağa dönüştürülür size daha da fazla kilo olarak fatura edilir.
Sonuç olarak bütün geleneksel diyetler en sonunda daha fazla kilo almanıza ve diyeti büyük nefret ve öfke ile bozduğunuz yeme atakları ile sonlandırmanıza sebep olur.
Hiç kilo veremeyecek miyiz?
Günümüz bilim insanları artık kesinlikle standart şablon diyetler uygulayarak kilo vermenizi önermiyor. Bunun yerine kişiye özel yeme programlarını ve doğal besinlerin gündelik hayatınıza uygun bir şekilde eklenmesini tavsiye ediyor. Kısacası kilo vermenin yolu artık klasik diyetlerden geçmiyor!
Yarınki yazım “o halde kilo vermek için ne yapalım?”
Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU
Obezite – Diyabet – Sağlıklı Yaşam