Kategoriler
Diğer

Aydın’da mantar yiyen genç yoğun bakıma kaldırıldı

Değerli hemşerilerim lütfen ne olduğunu bilmediğiniz mantarları YEMEYİN!

Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde, sonbahar ve kış aylarında doğada kendiliğinden yetişen mantarlardan toplayıp yiyen bir genç zehirlendi. Ulukonak Mahallesi’nde oturan, dün akşam zehirlenen 22 yaşındaki Ersan Çayalan’ın Aydın’daki bir hastanenin yoğun bakımına kaldırıldığı ve hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi.

Karpuzlu’daki genç arkadaşımıza acil şifalar diliyorum!

Haber Kaynağı: www.asistanhekim.org

Kategoriler
Güncel Sağlık Bilgileri

Kimler grip aşısını ücretsiz alabilir?

Değerli hastalarım, 

Grip sezonu geldi… Peki, kimler grip aşısını ücretsiz bir şekilde alıp yaptırabilir?

Astım, KOAH, Kalp hastalığı olanlar,

Şeker hastalığı ve diğer metabolik hastalıkları olanlar,

Kronik böbrek yetmezliği olanlar,

İmmün yetmezliği ve hemoglobinopatisi olanlar,

6 – 18 yaş arasında olup uzun süredir aspirin tedavisi alan çocuk ve gençler,

Durumlarını belgeleyen ilaç kullanım raporları ya da sağlık kullanım raporları varsa; ücretsiz bir şekilde grip aşılarını reçete yazdırıp alabilirler.

65 yaşın ve üzerindeki kişiler ile yaşlı bakımevi ve huzurevinde kalanlar ise RAPOR ARANMAKSIZIN ücretsiz bir şekilde aşılarını reçete ettirip alabilirler.

Çine Devlet Hastanesi İç Hastalıkları Polikliniği’ne gelmeniz durumunda size bu konuda yardımcı olabilir, grip aşınızı ücretsiz bir şekilde yaptırabiliriz.

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Adile Teyze’nin sıcak yüreği

adile teyzeKavaklıdere Köyünden Adile teyze geldi bugün…

Çantasında üç beş şeker ve bir kolonya şişesiyle…

“Hediyemdir doktor evladım” dedi, “ben gidiyorum hakkını helal et çok emeğin geçti…”

“Nereye gidiyorsun teyzem” dedim “otur oturduğun yerde…”
“Sen anlamazsın” dedi;

Sustum…

Dedim ki: “gel seninle fotoğraf çekilelim hatıra kalsın maziye…”

Adile teyzemin gözleri nemlendi, kelimeler yüreğinde düğümlendi…

Allah uzun ömürler versin; daha ne diyebilirim?

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Doktora neden yasak?

“Okulların açılacağı günü Milli Eğitim Bakanlığı’nın değil Turizm Bakanlığı’nın belirlediği tek ülkeyiz.”

Yazlık yerlerdeki oteller birer birer işçi çıkarmaya,

Turizm de dibe vurmaya başlayınca,

Hükümet çareyi kurban bayramını yaz tatiliyle birleştirmekte buldu.

Doğru bir adım olabilir ama konunun sağlık sektörü ile ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim…

Dilerseniz anlatayım:

Bildiğiniz üzere,

Doktorları sürekli hedefe koyan Sıhhiye sırça saray ekibi,

Doktorları mutlu eden ne varsa,

Yıllar içinde birer birer yasaklamaya başladı…

Tıbbi ürün tanıtım toplantıları,

Ve tıp kongreleri de ilerleyen bu süreçte yasaklardan nasibini aldı.

İlk görünüşte tatil yapıyorlar,

Yiyorlar,

İçiyorlar,

Geziyorlar diye karşı çıkılan bu toplantılar;

Aslında ticari hayatta,

En basit bayiden,

En üst düzey yöneticiye kadar,

Binlerce farklı sektörden,

Yüz binlercesinin katıldığı bayi tanıtım toplantılarından ya da organizasyonlardan farksızdı.

Farksızdı ama söz konusu doktorlar olunca,

İntikam duygusu ile kaplanan sıhhiye sırça saraylılar,

Bu organizasyonları baltalamak için ellerinden geleni yaptı.

Sonuç olarak ne oldu?

Kışı boş geçiren sahil şeridi otelleri birer birer boşaldı,

Turizm firmalarında iş bulan binlerce eleman işten çıkarıldı,

Sıhhi tesisatçısından, şoförüne;

Temizlikçisinden, resepsiyonistine kadar yüzlerce iş kolu derin yara aldı…

Bacasız sanayinin olmayan bacası yıkıldı.

Devletin cebinden beş kuruş para harcamadığı,

Yabancı ilaç firmalarının yurt dışına götüreceği dövizi dolaylı yollardan da olsa Türkiye’de bıraktığı milyarlarca lira böylelikle memleketten kaçtı…

Tabi ki Türkiye’de turizmin dibe vurmasının sebebi bu toplantıların iptal edilmesi değildi, ama sektörün bir şekilde de olsa devam etmesi bu toplantılar sayesindeydi.

Ne oldu peki?

Tıbbi tanıtım toplantılarında meslektaşlarıyla bir araya gelen,

Haftanın yorgunluğunu sofralarda dertleşerek tüketen hekimler gitti.

Yerine somurtan,

Canı sıkılan doktorlar geldi…

 

Sözün özü,

Haftada bin kişinin derdini dinleseniz,

Kocası tarafından aldatılan kadınlara,

Çocukları tarafından terk edilen yaşlılara,

Cinsel istismara maruz kalan insanlara,

Ve bitip tükenmek bitmeyen acılara gün boyu maruz kalsanız,

Acaba siz de bir yerlere kaçıp gitmek ister miydiniz istemez miydiniz?

Hekimler de insandır,

Dedim ya,

Her şeyin bir nedeni var:

Anlayana,

Anlamak isteyene…


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Doktoru neden vurdular?

Hep denir ya;

Şafağa en yakın an,

Gecenin en karanlık anıdır diye,

Anasını sattığımın karanlığı hiç bitmez mi bu memlekette?

Hiç doğmaz mı güneş güzel ülkeme?

Barış günü bir doktor kaybettik Diyarbekir’de…

Barış günü…

Ölümle yaşam arasında çalışan Abdullah Biroğul,

Savaşla barışın eşiğinde;

Göçüverdi öteki aleme…

Kalleşçe,

Adice,

Nankörce…

Binlerce hekim gibi,

Sadece hastalıklarla savaşmayı bilirdi…

Cerrahpaşalı bir neferdi…

Elli dördüncü dönemde…

Mecburi hizmete gitmişti,

Gitti…

Ersin gibi,

Kamil gibi,

Melike gibi…

Güvercin kanadına yazılan barış mektubu gibi,

O da gitti…