Kategoriler
Köşe Yazılarım

Sağlıkta bilişim sistemleri neden vasat?

Takıntılı milletiz vesselam,

En büyüğü bizde olsun,

En yenisi bizde olsun,

En hızlısı bizde olsun,

Bizim olmayan kara toprağın olsun!

Büyüğe, yeniye ve hızlıya takıntılıyız…

Ancak takıntılarımız,

Bürokratik takıntılarımızı aşabilmiş değil bir türlü!

Düşünün bakalım,

Hangi ilacı hangi uzmanın ya da doktorun yazabileceği belliyken,

Neden ilaç raporu çıkarır ve zaman kaybederiz?

Neden yazılan reçetenin kodu eczaneye direk gitmez de,

1 sayfa çıktı alır,

Onlarca ağacın canına kıyarız?

Sağlık Bakanlığı yüz binlerce e-imza çubuğu dağıtmışken,

Neden mürekkebe, kartuşa milyonlar akıtırız?

Neden illerdeki tüm hastanelerin laboratuvar ve görüntüleme sistemlerini adam akıllı birbirine bağlamayı başaran bir genel sekreterlik henüz yok?

Neden eczaneler hastaların tüm ilaçlarını görebilir de,

Hastane bilgi işlem sistemleri göremez?

Ve neden,

8 saat mesainin en az yarısını hasta muayene etmek dışında,

Bilgi işlem sistemlerinin verimsiz alt yapısıyla,

MEDULA’ya bağlanamayarak,

E-Reçete düzenlenememiştir kaşesi vurarak,

Anlamsız işlerle,

Değerli vaktimizi harcayarak kaybediyoruz?

Buna dur demenin zamanı gelmedi mi?

Sağlıkta bilgi var işlem yok!

Bilmem anlatabildim mi?


Kategoriler
Köşe Yazılarım

2015’e hazır mısın?

Değerli arkadaşlar,

2014’ü geride bıraktığımız şu saatlerde,

Hepinize sağlık, sıhhat ve mutluluk diliyorum…

Yıl biterken,

Şairin dediği gibi:

Sizleri üzüp ağlatan,

Hasret kalsın gülmeye…

Güzel günlerde,

Güzel haberlerle buluşmak üzere,

Esen kalın,

Ve hazır olun;

2015’de çok büyük sürprizlerimiz olacak!


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

Hekimlerin Sosyal Medya Platformu

asistanhekim.org Kurucusu

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bedellide sona gelirken…

Bedellide Sona Gelirken;

Çok çalıştık,

Çok çabaladık…

Bazen başlıklara takıldınız,

Bazen de yazdıklarımıza,

“Bir kısmınız hariç” ne yaptığımızı,

Ne yapmaya çalıştığımızı hiç anlamadınız!

Anlamanızı da çok beklemedik açıkçası,

Çünkü itiraf edelim;

Takdir ve küfürleriniz de plana dâhildi…

Bir mesele sıfırdan bu hale ancak böyle gelebilirdi!

Biz başardık arkadaşlar!

Çıksa da,

Çıkmasa da başardık!

Türkiye’de aylardır günlerdir gündemdeyiz…

“Gündem doygunluğu” sebebiyle sadece farkında değiliz…

Deneyin bakın,

Yoldan birini çevirin,

Bedelli askerlik çıkacak mı deyin?

Kaç yaşa, ne kadara çıkacağına dair ayrıntılı bilgi verecektir…

Biz gündem boğulması yaşadığımızdan,

Başardığımızın farkında değiliz…

Bundan sonra Hükümet bedelli çıkarır çıkarmaz,

Mağduriyeti anlar ya da anlamaz bilemem ama

Çıkarmazsa üstleneceği vebal,

Ve verdiği sözler seçim meydanlarında yine gündem olacaktır.

Bir de şunu ilave edeyim:

Atan tutanlar var:

Yok, baskı yapıyorlar,

Yok, konuşturmuyorlar diye:

Yok, kardeşim böyle bir şey!

Varsa “isim isim” söyleyin biz de bilelim…

x x x

Bedellide sona gelirken,

İşler “YAŞ” mı kuru mu göreceğiz,

Alınacak kararı önce vicdanlara,

Sonra da Yüce Allah’a havale edeceğiz…

Hiçbir şeye değil de;

Milyonlarca gencin ve ailesinin,

Aylardır böyle boş işlerle uğraşıyor olmasına üzülüyorum,

İşte Türkiye bundan ilerleyemiyor,

İşte Türkiye bundan önünü göremiyor,

İşte Türkiye bundan dolayı bir süredir üretemiyor…

Umarım bir gün Türkiye’de gençler böyle boş işlerle uğraşmaz,

Ve umarım bir gün bizlerin yönettiği Türkiye’de;

Gençlerin gerçek temsilcileri Meclis’te olur;

x x x

Son söz:

Yaş ortalaması 29 olan bir ülke,

Yaş ortalaması 54 olan bir Meclis tarafından yönetilmemelidir!

Bedellide sona gelirken,

Bedelli bekleyenler takkeyi eline alıp düşünmelidir:

Mecliste neden 50 tane genç vekilimiz yok diye?

Bedellide geldiğimiz son,

Yeni başlangıçları müjdelemelidir!

Hepimizin hakkında hayırlısı olsun!


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

Bedelli Askerlik Derneği Başkanı

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Aile Hekimlerine Müstehak mı?

Aile Hekimlerine Müstahak mı?

Bence az bile…

Aile hekimleri değil sabah 8 akşam 8,

24 saat çalışmalı,

Polikliniği yatak odasına,

Sekreteryayı oturma odasına taşımalı,

Mutfakta hastalar için çay,

Salonda da bol bol oturma grubu olmalı…

Varsa çoluk çocuğu,

Onları sokağa bırakmalı!

Hatta aile hekimleri,

Evliyse boşanmalı…

Aile hekimi tüm hayatını,

Aile sağlığı merkezine adamalı…

Açıkçası sadece rakamlara takılan Bakanlık,

Hekimlerin de insan olduğunu unutmamalı!

Hadi asistan hekimlik geçici dedik,

33 saate bir yere kadar katlandık ama,

Ömür boyu bu işi yapan aile hekimlerine bu kadar yüklenilmesi de,

Ne hak,

Ne de müstahak,

Bilmem anlatabildim mi?

x x x

Aklıma gelmişken;

Bizi dinlemek için Ankara’ya çağıran,

Ama geldiğimiz gün olmayan,

Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer TONTUŞ vardı,

Sayın Müdürü’me soruyorum,

Halkın sağlığının geliştirilmesi,

Hekimlerin sağlığının ötekileştirilmesinden mi geçiyor…

Bir cevap verirseniz sevinirim!

Saygılarımla!

 


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU

Hekimlerin Sosyal Medya Platformu Kurucu Başkanı

Kategoriler
Köşe Yazılarım

Bedellide yaş ve bedelden önce

Babam askere gittiğinde 6 yaşındaydım,

İzmir Otogarından,

Şırnak İkizce Jandarma Komando Tabur’una onu uğurladığım geceyi hiç unutamam…

90’lı yıllardı…

Okuma yazmayı TRT 1’deki alev topunun altında yazan,

Bugün şu kadar şehit,

Bu kadar gazi verdik haberleri ile söktüm…

Annemle böyle yüzlerce akşamımız oldu…

Allah’a şükür ki hayatını kaybetmedi.

Ama babaannemin son nefesini verişini de hiç göremedi…

Şırnak’tan döndüğü günü,

İzmir’deki komşularımız halen daha hatırlar,

Yedi yaşındaki bir çocuğun gözyaşlarının ve çığlığının,

Yeşilyurt’u nasıl baştanbaşa sardığını emin olun sorsanız,

Size anlatırlar…

Çocukluğum babamın güneydoğu hikâyeleri ile geçti,

Şehitlere yetişmeyen tabutlar,

Gazilerin kopan elleri, ayakları, bacakları…

Bilirim bilmezsiniz ama

İstiklal marşı çalınca içten içe ağlarım ben…

Onlar için ağlarım…

x x x

Zaman geçti büyüdüm,

Türkiye çapındaki sınavları,

Okuduğum okulları dereceyle bitirdim.

Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye nasihatine inandım,

İnsanı yaşatayım ki devlet yaşasın dedim,

Doktor oldum.

Yetmedi uzman doktor oldum.

Birçok kere on binleri, yüz binleri bir hedef için organize ettim,

Bir kez olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti elimden tutmadı ama,

Ses etmedim…

Birçok vasıfsız ciğeri beş para etmez,

Ufku kör vizyonsuz adamın tepeme yönetici yapıldığını gördüm,

Yine de devletim dedim…

“Ey oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz nasihatini” ise hep belledim…

Bedelli askerliğin de böyle bürokratlar tarafından engellendiğini bilmenizi isterim…

Hayat o kadar garip ki,

Önce kendimin,

Sonra da yüz binlerce gencin derdine derman olmak için bir şeyler yapayım dedim,

Allah’ın da izniyle ses getirdim.

x x x

Biz güçlü ekibimizle beraber milyonlarca kişinin manevi umudu olduk…

Şimdi de diyorum ki,

Ey Sayın Cumhurbaşkanım,

Ey Sayın Başbakanım:

Bizler ülkesini seven, bu toprağın kokusuyla büyüyen, Ay – Yıldız’ın kadir-i kıymetini bilen yüz binlerce genciz…

Bizler barışta ülkeyi ileri götüren,

Savaş’ta 77 milyonla birlikte sipere giren,

Vatan evlatlarıyız…

Bizimle artık daha fazla oynamayın.

Bizim hayallerimizle artık daha fazla siyaset yapmayın.

Bizim derdimizi çözün.

Bugüne kadar ki,

En büyük, en ahlaklı ve en edepli sivil toplum hareketinin yüreğine sıcacık bir dokunuş yapın.

Buna çok ihtiyacımız var.

Yorulduk,

Ama inanın vazgeçmedik!

Lütfen,

Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.


Uzm. Dr. Özgür NİFLİOĞLU
Bedelli Askerlik Derneği Başkanı