Kategoriler
Köşe Yazılarım

Her yerde aynı tantana!

Her yerde aynı tantana…

Bıktık, tükendik, eridik, yok olduk!

Eyvah!

Yurdu saran ve sadece sağlık çalışanlarını tutan bir salgın var ortada:

Mutsuzluk!

Durum öyle ciddi hal almış ki,

Yüzü gülene çeyrek altın takacaklar…

Aslında asistanlar “bi çeyrek kadar” bile ek ödeme alamıyorlar,

Mesela Aydın Adnan Menderes’te o yüzden grev yapıyorlar…

Çanlar kimin için çalıyor bilinmez ama,

Gidişat hiç iyi değil bayanlar baylar…

“Sayısalcıyım”, ekonomiden de anlarım diyeceğim güleceksiniz ama,

Şaka bi yana “gerçek” veriler gün gibi ortada,

Sağlık sisteminin böyle sürdürülemeyeceği,

Giderin geliri götüreceği tüm tablolarda!

Buna ayrıca değineceğim ama,

Bu işe çözüm bulunması gerektiği de aklımda;

Mutsuzluğun çözümü ise çok basit aslında:

“Tut hekim kardeşini kim ki zor durumda, sonra sımsıkı sarıl ona!”

Güç çemberini güçlendir!

Ve sakın onu unutma:

Zor günler pek yakında…

Hep beraber ilerleyeceğiz,

Adım adım aydınlığa! 


Kategoriler
Köşe Yazılarım

ALO 184 SABİMİZM

Hani bazen sözler vardır satırlara sığmaz;
Öyle bir hikaye Dr. Melike ERDEM’inki…
Baskılar, küçük düşürmeler, yıldırma politikaları nihayetinde tükenen bir yürek,
Dayanılmaz bir acı,
Ve idrar sondasına kaybedilen bir hayat!
Nasıl mı diyebilirsiniz?
Bardağı taşıran son damla taşmıştı bir kere,
Acilde idrar sondası takılmaz diyen Melike’yi şikayet eden,
ve bu şikayeti dikkate alan zihniyetti esas onu katleden!
SABİM’den gelen şikayet alnından akan kana bulaşmıştı sessizce!
Ölmüştü…
Ama yüz binlere inat yaşıyor bizimle!
Derdi çoktu,
Depresyondaydı…
Acısı vardı
Ama kimse umursamadı!
Ne hastane idarecileri ne de Sağlık Bakanlığı’nın “sırça saray ekibi” olan biteni anlamadı!
O ölmeden birkaç gün önce NTV Canlı yayınında Sağlık Bakanı’na tam yarım saat seslenmiş ve sorunların dikkate alınmadığını söylemiştim!
Milyonların dikkate aldığı sözlerin kayıtlarına dönüp bakarsanız acı gerçekleri görebilirsiniz:
Böyle giderse hekim intiharları artar demiştim…
Öyle de oldu…
Son bir yılda birçok hekim hayata küstü ve gitti sessizce!
Yine umru değil kimsenin biliyorum!
Ama bunun böyle gitmeyeceğini,
Yanlış hesabın Bağdat’tan döneceğini açık yüreklilikle ifade ediyorum!
Yeter artık diyorum;
Bitsin bu karanlık;
Çünkü,
Güneşin doğuşu bizi bekler!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Sağlıkta işler hiç iyiye gitmiyor

Sağlıkta işler hiç iyiye gitmiyor!

Bunu ben demiyorum;

Siz diyorsunuz…

Her yılsonunda olduğu gibi,

Bu yılsonunda da bir anket yapıyoruz,

Sağlık Bakanlığı’nı ve icraatlarını değerlendiriyoruz;

Daha sonuçları açıklamadık ama,

Ön değerlendirmemiz hiç içimizi açmamakta!

x x x

Ciddi hatalar yapılıyor;

Basiretsiz yöneticilere, sağlık idaresi bırakılıyor;

Türkçe’den başka dil bilmeyenlere,

Sağlık turizmi emanet ediliyor!!!

İki kelimeyi bir araya getiremeyenler,

Elleri cebinde sağlık personelini azarlıyor!

Koyun güdemeyeceklere,

Egemenlik veriliyor…

Hani bir laf vardır:

Bir insanı yok etmek istiyorsanız,

Önce umutlarını yok edin der:

Durum sağlık çalışanları ve özellikle genç hekimler için aynen böyle:

Umutsuzlar, mutsuzlar ve geleceğe güvenle bakamıyorlar!

Kimse de onlara sormuyor;

Ne yapıyorsunuz, ne bekliyorsunuz, nasılsınız diye!

İnanın bana,

Çanakkale Savaşı’ndan bu yana yaşanan,

En büyük insan kıyımını yaşatıyorsunuz…

Türkiye’nin en yetişmiş, en pırıl pırıl insanlarını,

Anlamsız politikalarla ince ince doğruyorsunuz…

İnsan sabun gibidir…

Sıkarsın.

Sıkarsın..

Sıkarsın…

Bir yerden patlar…

Ama bu sefer,

İnanın bana bu sefer;

Birilerinin elinde fena patlayacak!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Sen Hekimsin, Değerlisin!

alın terin,
geleceğin,
Hayatını verdiğin her şeyin!
Gecen,
Gündüzün,
Hekimliğin!

Pes mi edeceksin?
Olmaz mı diyeceksin?
Vaz mı geçeceksin?
Yoksa mücadele mi edeceksin?
Diploman için,
Ekmek paran için,
Asla bana ne diyemezsin…
Bu senin namusun,
Onurun,
Var oluş sebebin…
Hak kere hakkın!

Dostum;
Bu böyle gitmez!
Başkalarının ağzının içine bakarak,
Bir ömür bitmez!
Sen vazgeçen olmadın…
Olmayacaksın da…

Karar benim diyeceksin.
Yürüyeceksin.
Çünkü SEN HEKİMSİN,
DEĞERLİSİN.
O yüzden bu mesleği,
Önce sen yedirmeyeceksin!


Kategoriler
Köşe Yazılarım

Doktorlar artık ne yapsın?

Geçtiğimiz hafta itibari ile “mesleki özgürlüğümüz” tamamen bitirilmiş,
Hekim emeği bir kalemle silinmiş,
ve belli bir zümreye ayrıcalıklar tanınarak, 
Türkiye’nin esas kahrını çeken “birinci ve ikinci basamak hekimler” göz ardı edilmiştir.
Doktor düşmanlığının tavan yaptığı,
Okumuş kesimin cahile kırdırıldığı,
ve olan bitene sessiz kalındığı böylesi bir dönemde,
Sağlıkta şiddet ile ilgili tek bir adım atılmamıştır.
Yine geçen hafta binlerce aile hekimi Ankara’da yürümüş,
“Özgür Basınımız(!)” dokuz sütüna sadece üç köfte sığdırarak,
Bu demokratik haftasonu yürüyüşüne,
Kapkara harflerle sağır kalmıştır!
Geldiğimiz noktada “etkin muhalefet” kalmamış,
ve hekim haklarını savunmak,
bir sendikanın “hekim olmayan” başkanına bırakılmıştır!
Bu üzerine düşünülmesi gereken bir durumdur!
Hekimin hakkını hekim savunur arkadaşlar!
Kendi hakkımızı da ancak ve ancak biz savunuruz!
Sizlerden hergün yüzlerce mesaj ve eposta alıyoruz…
Birşeyler yapalım organize olalım diyorsunuz.
Bir planımız şüphesiz var,
ama sizden de bir ricamız!
Neye nasıl “katkı” koyabilirsiniz,
lütfen bize yazın!
Yazın ki artık birşeyler yapalım…
Lafla peynir gemisi yürütmeyi bırakalım;
Otuz yıl daha ekmek parası yiyeceğimiz mesleğimizi,
Düştüğü durumdan çıkaralım;
Unutmayalım ki; 
Hekimliğin geleceğini,
Ancak bizler kurtarabiliriz.
Artık çalışmaya başlayalım…

Bu duyguları daha fazla hekime ulaştırmanız dileklerimle…