Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması, Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun daveti üzerine, Hekimlerin Sosyal Medya Platformu asistanhekim.org kurucusu ve editörü Uz.Dr.M.Özgür NİFLİOĞLU, TBMM üyesi Milletvekillerine sunum yaptı.
Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekilleri’nin katıldığı sunumda
NTV Radyo Halkın Sesi Programına asistanhekim.org Kurucusu ve Editörü Uz.Dr.M.Özgür NİFLİOĞLU katıldı. Aşağıdaki görüşleri aktardı.
Türkiye’nin genç hekimlerinin nabzını tutan programınızda genç hekimlere ses verdiğiniz için teşekkür ederiz Sedat Bey.
Sözlerime şöyle başlamak istiyorum Sedat Bey;
Hayatın en hüzünlü anı,
Mevsimine kapıldığın hekimliğin,
Polikliniğinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır,
Bırak gitsin, bırak git…
xxx
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep AKDAĞ, Hekimlerin Sosyal Medya Platformu, www.asistanhekim.
Görüşmede eğitim, eş durumu atamaları, genç hekimlerle sürdürülebilir interaktif iletişim, üniversite ve eğitim araştırma hastanesi uzman hekimlerinin ücret farklılıkları gibi konu ve sorunlar ele alındı.
Görüşmenin sonunda; Sağlık Bakanı Akdağ, Genç Hekimlerin Türkiye’nin geleceği olduğuna vurgu yaparak, daha etkin ve verimli sağlık hizmeti sunumu noktasında, gençlerin soru ve sorunlarının kendileri için çok önemli olduğunun altını çizdi.
Sussam olmuyor, susmasam olmaz!
Kafama takılan bir soru var:
Hak aramak “sol” mudur?
“Hakkı” aramak “sağ” mıdır peki?
Hak ne “sol’dur” ne de “sağ” !
Hak; adalettir, dürüstlüktür, ahlaktır, eşitliktir…
Hak evrenseldir.
Madde gibidir;
evrenin neresine gidersen git, kendinden bir şey kaybetmemektir.
x x x
Haksızlık yapmamak için kılı kırk yarın, yalnız gönülden verenin verdiğini alın demiştir;
Hz. Muhammed
Bu yazının sonunda size bir hediyem var.
x x x
Ben Mehmet Özgür NİFLİOĞLU, Türkiye’nin Türkiye tarafından yönetilmediği dönemde Türkiye’de doğdum. Atalarım bugünlere Altay dağlarını aşarak, Ege Denizini geçerek, Çanakkale’de çarpışarak geldi.
Bizler ne onlar çok diye korktuk, ne de biz azız diye çekindik! İnandık, aldatıldık ve belki de zaman zaman kandırıldık, ama hiçbir zaman için pes etmedik!
Güzel Türkiye’mde, bey olmaya yaraşır erkekler kul, hanım olmaya yaraşır kızlar köle edildi. Bin yıl önce doğuda gündoğusuna, güneyde gün ortasına, geride gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar ilerledik ama içimizdeki fitne ve fesadı hiçbir zaman yenemedik. Kardeş olamadık, barış edemedik.
Biz bunları çözemedikçe, milletin karnını doyuramadıkça, bu vatanı cennete çeviremedikçe ve akan kanı durduramadıkça ben doğmuşum ne yazar!
Gök çökmedikçe, yer delinmedikçe asla vazgeçmeyeceğiz. Sizlerin desteği ile ilahi adaleti ve hakkı bu diyarlarda tesis edene kadar koşmaya devam edeceğiz.
Artık yaşadığımız zulme, acıya ve kedere son verelim. Hareket vakti yakındır. Refah içinde yaşamak, bu toprağın insanın da hakkıdır.
Gelin bu işi hep beraber başaralım…
Allah, yar ve yardımcımız olsun.