Uçağın kanatları yüksek bulutları geride bırakırken kulaklığımı takmış Sabahattin Ali’den Kürk Mantolu Madonna’yı dinliyordum.
Kitaba kendimi öyle bir kaptırmışım ki,
“yolcular arasında doktor varsa kendini acilen kabin ekibine tanıtsın” anonsunu ancak üçüncü seferde duyabildim.
Herkes sessizce mırıldanmaya başlamıştı bile:
“uçakta doktor var mı?”
O an uçakta doktor var mı diye bir an ben de düşündüm; insan bulutların üzerinde gerçekten de yerdeki her şeyi unutuyor. Her şeyi unutmamla doktor olduğumu hatırlamam arasında bir saniye geçti geçmedi yerimden kalktım. Uçağın kuyruk kısmında hosteslerin telaşla bir yolcuya müdahale etmeye çalıştıklarını gördüm.
Hızlı adımlarla olay yerine giderken neyle karşılaşacağımı ben de çok merak ediyordum.
Otuz yaşlarında bir kadın bilincini kaybetmiş bir şekilde koltuğa yığılmış, üstü başı ter içinde ve hiçbir sese tepki vermeyen bir haldeydi. Hızlıca muayene ettim, tansiyonunun ciddi bir şekilde düştüğünü daha önce de uçak fobisi olduğunu öğrendim. İlk müdahalemize yanıt alınca da kadının kolunu ve başını babacan bir tavırla tutarak her şeyin yolunda olduğunu, yaklaşık otuz dakika sonra İzmir’e varacağımızı, yanında kalacağımı ve korkmaması gerektiğini bütün sıcaklığımla anlattım.
Ben anlattıkça o daha çok kendine geldi. O kendine geldikçe de ben anlattım. Türkçe’nin her sözcüğü kadın üzerinde tedavi edici bir etki gösteriyordu.
O an kabin amiri pilottan bir mesaj getirdi:
“Uçağı yere indirelim mi hocam?”
Uçaktaki yüz seksen kişinin o an bana baktığını fark ettim;
Yerden sekiz bin metre yüksekte pilotun ne yapacağına karar vermek de enteresan bir deneyimdi…
“Devam edebiliriz, her şey kontrolüm altında” dedim…
Kabin amiri bayan, hasta kendini toparlayınca beni uçaktaki bir üst yolcu sınıfı olan business class’a dinlenmem için davet etti.
Sanki üzerinde uçtuğum ülkeden farklı bir memlekette hekimlik yapar gibiydim…
Yerde görmediğimiz değeri havada görmek,
Uçağın gideceği yöne karar verecek kadar güçlü bir mesleğe sahip olmak bambaşka bir şeydi…
Öyle ya da böyle hekimlik değerliydi…
Hastanın yanında kalacağımı, onun her an bana ihtiyacı olabileceğini belirterek bu teklifi geri çevirdim.
Nihayetinde yavaş yavaş alçaldık ve tekerleklerimiz yavaşça yere değdi:
Sonra kendi kendime bir de şunları düşündüm:
Yabancı bir doktor benim kadar güzel bir Türkçeyle bu hastayı teskin edebilir miydi?
Hiçbir sınava tabi tutulmadan gelecek yabancı doktorlar Anadolu insanının yüreğini ne kadar anlayabilirdi?
Memleketimin evlatlarına iş aş sağlamak dururken, bu kadar yabancı hayranlığı hiç anlaşılır bir şey değildi…
Neyse ki uçak sağ salim yere indi…
“Uçakta doktor var mı?” için 16 yanıt
Sevgili meslekdasim
Gercekten meslegimizin guzelligi inanilmaz
Hangi Hava yolu idi bilmiyorum
Ama uzun bir yolculukta sathos kusmus bir vatandas la basbasa birakilmak hic guzel olmuyor
Ustune ustluk business de ucarken ve hatta uyurken saatlerce hastanin basinda gorevim buymus ve bu yolculuk icin para odememis gibi davranildigindan bu yana sizin kadar iyi niyetli degilim .
Sizde biliyorsunuz ki butun ucak personeli ilk yardimi bilmek zorundadir
Iyi calismalar
butun ucak personeli ilk yardim bilir ama acil durumda hasta varken yerinde oturabilen doktor benim gozumde doktor degildir. Tabiiki sebep sarhosluksa sizin mudahaleniz gereksiz ama canı ile ugrasan yada panik atak birini yalniz birakabiliyorsaniz siz meslek aşkınızı kaybetmişsiniz. Doktor degilim sadece ilk yardım egitimi aldim. ama yardima ihtiyaci olan birini yalniz birakmaya vicdanim elvermez.
Meslek aşkı?… Niye böyle bir yaftalama var tüm doktorlar üzerinde?.. Sevgi pıtırcığı olmak zorunda mı onlar? Ya da iyilik perisi olmak için mi yıllarca dirsek çürüttüler?.. Profesyonelce işlerini yapsalar olmuyor mu? İlle de ölen hastalarının arkasından ağlamak zorundalar mı? Onlara bu aşkı kazandırmak için siz gereken değeri verdiniz mi, öyle hissettirdiniz mi? Neden başka mesleklere aşktan bahsedilmez? Bir avukata, bir notere, bir vergi memuruna, bir emlakçıya mesela…
Keşke sizin dediğiniz gibi profesyonel olsa. Hastaya baktınız mı buyrun sizin muayene ücretiniz dense THY veya hasta tarafından . Ama böyle bişey birinin yardıma ihtiyacı olduğu Zaman’da doktorun aklından bile geçmez. Başka hiçbir meslekten insana orda yardımcı olacak bir olay olmaz. Mesela uçakta var mı bir hukukçu, bankacı desek kim çıkıp cevap verir. Bu yüzden bu mesleğin kutsallığını da bazıları asla anlayamayacaklardır.
iyiki sizin gibiler azınlıkta .ilk yardımı zaten yapıyolar.sizin yada yakınlarınızın başına böylesi nir durum gelir ve aynı sizin zihniyetinizdeki biri inşallah karşınıza çıkar
Özgür hocam sabah sabah yüzümde sayenizde bir gülümseme oluştu. Düşüncelerinize kesinlikle katılıyorum. Sevgili Atatürkün dediği gibi ‘ beni TÜRK doktorlarina emanet edin’. Sonsuz saygılar…
Sayın meslekdaşım,
Sizin tecrübeniz iyi sonlanmış olsa da pekçok arkadaşım hep kötü yada kıymeti bilinmeyen sonuçlarla karşılaşmışlar. Ben ülkemiz bu eğitim ve ahlak seviyesindeyken değil uçakta hiçbir yerde mesleğimi bile söylemek istemiyorum. 6 sene üniversite, 5 yıl ihtisas yapanın ilkokul mezunundan farklı olmadığı, hatta eğitimin arttıkça değersizleştirildiğin bir toplumda maalesef iş dışı kendi özel hayatını yaşamak için bunu yapmak zorunda kalıyorsunuz. Saygılarımla…
Doktor Özgür Bey,
Benzer bir durum Italya’dan Türkiye’ye dönerken benim de başıma gelmişti… Pilotun hostesler vasıtası ile “uçağı erken müdahale için Yunanistan’ a indirilelim mi?” sorusu ile ben de sizin gibi hissetmiştim… Hastanın besin zehirlenmesi ve tansiyon düşüklüğü vardı…Damaryolu açıp, uçakta sıvı da takmistim. 3 nüsha tedavi….vs iceren form doldurup, biri size, biri hastaya, biri thy a kalıyor…siz yol boyunca hastayla ilgili kaygı duyuyorsunuz ama thy uçaktan inerken size sadece “teşekkür ederiz” diyor… Peki hastada elinizden geleni yaptığınız halde sorun çıksa veya hasta kaybedilse o zaman da sadece “teşekkür ederiz, yinede elinizden geleni yaptınız” diyecekler miydi? Tabi ki hayır…Hakkınızda dava açılacak, uğraşacak, uğraşacaktınız… Peki o zaman neden o anonsu duymazdan gelemiyoruz…çünkü vicdanımız tüm sağlık çalışanlarına yapilana karşın henüz taşlaşamadı… Sevgi ve saygılarımla…Dr.Hatice Bulut
Annenizin ve babanızın arkadaşı olarak yazıyorum bunları. Benim bile gözlerim doldu. Kimbilir onlar ne kadar gurur duyuyordur. Allah vatanimiza hayırla hizmet vermek nasip etsin.
Değerli Doktorlarımız,
Mesleğinize her zaman sonsuz saygı duymuş ve bu konuya ucundan dahil olabilecek bilgiye sahip olan bir Sorumlu Kaptan Pilot olarak sizlerle birkaç bilgi paylaşmak isterim.Yazılanları okudum, öncelikle yolcular uçak kapısından girdikleri andan,çıktıkları ana kadar yasalar karşısında Sorumlu Kaptan Pilotun sorumluluğundadırlar.Dolayısıyla uçak içerisinde doğal sebeplerden dahi olsa bir yolcunun ölmesi durumunda,yasalar Kaptana hesap sorar,uçak içinde müdahele edilme şansı varmıydı?Veya yere inilerek hastane koşullarında kurtulma şansı olurmuydu?Bunlar sorgulanır.Kabin ekipleri ilk yardım eğitimi almaktadırlar ancak asıl meslekleri bu olmadığı için yolcunun biraz sonra düzelecek mi yoksa daha da kötüye gidip hayati tehlikeye girip girmeyeceği konusunda karar vermekte zorlanabilirler.Bir kaptan pilot için bu durum çok sıkıntılıdır,çünkü gereksiz bir diversion(planlanan varış meydanı yerine başka bir alana gidiş) hem çok maliyetli hemde uçuş açısından riskli bir karardır.Ancak iniş yapılmaz ve hasta kötüleşirse bunun yasalar karşısındaki sorumluluğu da bir o kadar büyüktür.O yüzden pilotlar özellikle uçakta doktor olup olmadığını ve onun profesyonel fikrini ve tavsiyesini çok önemserler.Uçaktaki doktorun, hastanın en kısa zamanda hastane koşullarına ulaştırılması konusunda bir tavsiyesi varsa “medical emergency” ilan edilerek uçağın en yakın uygun hava alanına öncelikli olarak iniş yaptırılması sağlanır.
Bildiğim kadarıyla THY’nin uçakta yolcuya müdahele ederek yolcu hayatını kurtaran ve uçağın gereksiz bir diversion yaşamasına engel olunmasına vesile olan sayın doktorlarımıza özel birtakım teşvik edici(varsa mağduriyet giderici)uygulamaları vardır.
Bu vesileyle sayın Dr.Özgür Niflioğlu’nun şahsında yıllar içinde defalarca bu tür olaylarda bizlere yardımcı olan bütün sağlık çalışanlarına da birkez daha şükranlarımı sunarım.Keyifli ve emniyetli uçuşlar geçirmeniz dileğiyle,
Airbus A340/330 Sorumlu Kaptan Pilotu Kanat Erdöl
Değerli doktorlarımız bir de olaya şurdan bakalım ;
Gerçekten doktorlarımız başımızın tacıdır ve yaptıkları meslek de çok kutsaldır fakat bazı doktorlar var ki egoları çok yüksek oluyor ve hastalarına hayvan gibi davranıyor gerçi hayvan gibi demek bile istemiyorum çünkü benim bir kedim ve köpeğim var hangi Veterinere götürsem önce hayvanın adını sorarlar onla mutlaka konuşurlar severler çok şefkatlidirler hatta bazen demişimdir ki ya hastaneye gitsem ben bu gün insan olarak bu kadar ilgi görmem …Bu gün eğer doktora şiddet uygulanıyorsa bu toplumumuzun medeni olmayışıdır bir avukatta öldürülüp adliye de şiddet görmektedir yada bir öğretmen de bu gün öldürülmektedir bu da çok ciddi bir toplumsal sorunumuzdur .
Saygılarımla;
Pilot var hostes var güvenlik görevlisi var. Bunlar hava yolu şirketinin çalışanları. İş sağlık olunca doktor niye personel içerisinde yok. Küçücük bir işletme için bile işyeri hekimi gerekli. Peki 180 200 can taşıyan ve yerden 8000 10bin metre yüksekte yolculardan yardım isteniyor. Elbette hekim her yerde hekimdir. Yardım eder. Ama birde bunu gerçek yanı varki bu da bir iş. Ve karşılığı olmalı. Uçak personeli arasında kadrolu hekim olmalı. Ya yolcular arasında hekim olmasaydı. Hekimlik bu kadar ucuz olmamalı…
http://www.sh-akademi.org/2014/04/artik-ucakta-acil-hastaya-mudahale-yasak-mi/
Svt hastasiyim.İlaç kullaniyorum .Fakat laca rağmen atak geçirme endisem var..Uçak korkum yok ama yolculuk esnasında olur mu endişesi var.Uçakta damar yolu açıp,enjeksyon yapacak kişi var mı?Örneğin belog ampul.
Bu olaya bir yorum attım beni Twitter den engellemişsiniz veya ben öyle gördüm.
Neyse Kalınsağlıcakla
İyiki varsınız